0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
880
Okunma
bir monolog tanıyorum
kovmuş geceyi kapısından
kalmak gitmek kadar yakışmaz diyor giderken
gizlenerek aynalarından
dudaklarını zapt etmiş sahte gülümseyişle
kayırmış gene saydam öznelerini
karesi alınmış homojen terapilerin
gereksiz temaları vardı
akreple yelkovan sevişirdi
lacivert müzik kutularına
çiy düşen ikircikli mevsimlerin
ne idüğü belirsiz özlemlerden
gına geldi.
tükendi wonderlandın makyajlı zemin etütleri
ladesler tutuşurken beşerin yarım kalan haritaları
çetrefilli bir kitap indi gökten
tüm vicdanların temizleyicisi
_tuz ruhu, çamaşır suyu vs.._
kutsasın kıçımızdaki ak kılları
naylondan çıktı bu kovuşturma da
mutlak butlanla ihlal edilen
yaşamın emredici hükümleri
_insan olmak,olabilmek,olmaya çalışmak_
silikonlu silikonlu yanaşıyor
sıyrık komplikasyonlara
yok mu şu beşerin bir prespektüsü yahu!
tökezlemiş cümle çatıları
birilerinin göğünde pusuya yatar
olmadı rüyaya
ama bilmiyor
ne evecen bir tanrıçanın regl günü
ne de alınyazılarının paragraf başı
alıkoyuyor onları
ne düşler mecbur sizin maslahatgüzarlığınızı yapmaya
ne de siz düşlere girecek cürete sahipsiniz
5.0
100% (6)