3
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
963
Okunma
Boğazımda kangren bir itikat
Gözyaşı geliyor şimdi
Anlatmak için nasıl uyunduğunu.
Sürrealist,defolu bir zamanda
‘umuda zorunlu bahar’lar kokuyor bir silik efsunla.
Naif bir iniltiyle geri dön mutluluk!
Zorunda bırakma kainata.
Bulaşmış kire pasa bulutlar
Gürlek pisliklerin refakatinde
Yaşamın eziyeti devam etsin!
Seyrelmiş müstehzi mavilerin,
Gebersin kirli kent bakışları
Artık!
Biri sahiplensin şu piç özlemleri
Meczup dudaklarda tetikte kelimeler,
Cesarette tereddütlü.
Dillerin ucunda aşklar,
Parçalı bulutlu umutlar,
Sabra diz çökmeyen asi lisanlar
Velakin!
Buruşturulmuş dindar şeytanlar
Gözlerde salkım salkım İstanbullar
Rotasız uçurtmalar….
Yok!!
Bu enkazların altında nasıl devam edebilir gündelik telaşlar?
Biri bana anlatsın
Bir çiçeğe jartiyer giydirmenin
Götten uydurulmuş masallara inanan çocukların
Altmış dört kareyi zapurapt etmiş göbek büyüten şahın
Mantığını.
Azrailin iç cebinden çalınan birkaç saat
Nasıl da kıkırdaşır enikonu
Sürüldü tüm biberler
Doğuştan açık yaralarımıza
Bitti bu siktiriboktan fasıl da
Hadi
Çabuk
Herkes filikalara!
5.0
100% (3)