Çokça öpülmüş dudaklarımızda
Beliren mevsimler ısıtırken iblisleri
Soytarı günlerin aşk acıları
Nasıl da uzaktı göğümüzün merdivenine.
Evet kalabalıkları iğfal etmektir hürriyet!
Gözümüze ilişir mi birgün
‘revolution’ nidaları atan atletli,
Eli sigaralı alelade Türk babaları?

Ben dünyaya bir çarşaf olmalıyım!
Seni gidi orospu kainat!
Ört beni de sakla pisliklerini
Bitsin bu soytarı kantolar.
Oysa ben buraya gerçek bir ülke bulmaya geldim.
Mecali kalmamış aşklara
Feist’ten Gatekeeper’ı dinlememiş adamlara
Birbirinde bir bok bulamayan
Kürt-Türk
Türk-Kürt
Adamlara ve kadınlara
Peşkeş çekilmemiş bir dünya…

İmkansızlıklar doğururmuş ya aşkları
Ben bana kolay bir şey olsun istedim.
Aşık olmamak istedim ki
Zan altında kalmasın Leyla
Ve tüm Mezopotamya…
Üzülmesin çiçek kokulu kadınlar.
Sorma!
Alametifarikamın çıplaklığı bu işte.


Adına son zamanlarda asla yüzsüzlük demediğim,
İyi bir şeyle örtülmüş
Bir ivedilik içre gitmiştim o kara tenli adamın yatağına.
Ben ona bir indeks…
Ama ben bana kolay bir şey olsun istedim.
Kaçtım kaynağımdan
Hadi bana gördüğün rüyayı anlat.
Anlat
Anlat
Benim ‘çüşüncü yeni’ (!) akımımı.

Ben dünyaya bir çarşaf olmalıyım
Kar gibi…
Olmaz sevdiceğim!
Elmada kendini savunacak bir dişleri bile yok o insancıkların.
Birçoğu bilmiyor bugün mevsimin ilk karının yağdığı yeri
Ben biliyorum şilope’yi
Van’ı
Yapma bunu.
Kanama bana!


Düşerken ben pamuktan bozma beyazlığına
Karlarımda kan izleri...