14
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1906
Okunma
.........................................
.....................................
Aynı
Bu dünyaya gelen tüm insanların
Anadan olunca duygusu aynı
Görünce dünyayı feryat onların
Farketmez hepsinin kaygusu aynı
Her insan bürünmüş kemiğe ete
Ruhu vardır kandan damardan öte
Çocukken ağlıyor bir yudum süte
Hayatı boyunca arzusu aynı
Hangi dilden hangi dinden olursa
İslam doğar bu dünyaya gelirse
Hep aynıdır ağlar veya gülerse
Hayaller rüyalar uykusu aynı
Sonradan dünyaya gönlünü bağlar
Neşelerde güler kaderde ağlar
Burhani alçaklı yüksekli dağlar
Misali insanlar sorgusu aynı
Aşık Burhani
1937 yılında Arpaçay’ın Gedik köyünde doğdu. Asıl adı Dursun Durdağı’dır. İlkokulu köyünde okudu. Cilavuz Köy Enstitüsünü kazanmasına karşın bazı nedenlerle devam edemedi.
İlkokulu bitirdikten sonra, 1951 yılında ailesiyle birlikte babasının doğduğu yer olan Çıldır’ın Güvenocak köyüne göçetti. Aşıklık geleneğini de bu dönemde öğrenmeye başladı. Bağlama çalmayı kendi kendine öğrendi. 1955 yılında Aşık Şenlik’in oğlu Aşık Kasım’a çırak oldu. O dönemden sonra hem bağlama çalmayı ilerletti hem de şiir yazmaya başladı. Mahlasını da Aşık Kasım’dan alan Aşık Burhani, giderek yörede tanıdı.
Aşık olduğu kıza gizliden şiirler yazıp türkü yakan Burhani, Kars ve Erzurum yöresinde dönemin birçok tanımış aşığı ile tanıştı ve deyişmelerde bulundu. Bu aşıklardan öğrendikleriyle bilgisini pekiştirdi. Hem birçok yeni halk hikayesi öğrendi hem de kendisi çeşitli hikayeler düzenlemeye başladı.
Aşıklık geleneğinin hemen her dalında şiir yazan Burhani, 1973 yılında Kars’ta yapılan Dede Korkut Gecesinde taşlama dalında birincilik, 1975 yılında Konya Aşıklar Bayramında şiir dalında birincilik olmak üzere birçok ödül aldı.
Aşık Burhani’nin şiirlerinin bir bölümü »Sılaya Doğru« (KaraMavi, 2010) adıyla yayınlandı.
Ayrıca Sinoplu Burhani (1855-1908) ve Bayburtlu Burhani (1899-1957) olmak üzere aynı adlı 2 değişik aşık daha bulmaktadır.
KAYNAK:© BeKa Sitesi
*
)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-258-)(-)(-)(
Neyi gördü ise şu Adem oğlu
Örnek aldığıyla görgüsü aynı
Sevda üzre ne söylerse söylesin
Aşkın da yürekte kurgusu aynı
Dededen gördüğün yapacak oğul
Torunun yaptığı hiç farklı değil
Olur ona göre elbette meğil
Genetiktir çünkü örgüsü aynı
Duyunca gözünden akıtır yaşı
İçinden hiç çıkmaz ağrıtır başı
Öyle söz vardır ki eritir taşı
Kuvvetli asitle vurgusu aynı
Bazan eser ise rüzgarlar kara
Şeyda eder ise attırır nara
Sevda dedikleri sine de yara
Dikkatli bakarsan sargısı aynı
Yaklaşık aynı şey söylermiş lisan
Araştır, incele, olmaz der isen
Terk edilmiş ise seven bir insan
Beddua, isyanı, yargısı aynı
Susuyorsa eğer suçluysa keza
Diyordur içinden azdır bu ceza
Terkederek giden her vefasıza
Neden, niçin diye sorgusu aynı
Lüzumsuz yaşanan sanma muamma
Herkes gibi sende bilirsin emme
Her telden çalarsın sende saz amma
Şu akort ettiğin burgusu aynı
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
5.0
100% (9)