5
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
1613
Okunma

Ben yine mavi bir deniz ağlarım güne, içim alabildiğince öfke
Kussam, zehri dağılır içine.
İçim yorgun bir med cezir, dökülüp gidiyor iki dudağımın arasından
Sanki yılgın bir rüzgâr tırmalıyor ruhumu.
Sahi, kaç dal sigara eder ruhum?
Şehrine küsmüş yıldızların aynası gibi düşüncelerim
Nikotin dalgasının dibine vurmuş.
Yıkılmış öfkem sanki yerle bir
Sere serpe dağılıyor sonbahar yapraklarının içinde.
…
Bir kadını kaç şiddetinde ki bir deprem yok edebilir
Ruhu avuçlarındayken.
Ben düşündüm de, hiçbir fay hattı geçmiyor ayaklarımın altından
Bedenime giyinen bu ruh telaşının sebebi
Çarpık kentleşme.
Mazgallardan taşan sel sularının adı köhne bir yalnızlık
Sığıntı gibi cadde aralarına taşıyorum.
Yığılıyorum bir ağacın dibine
Bazen yeşeriyorum, bazen kuruyorum öfkem dilimin ucunda.
I
Dibe vuruyorum kimi zaman, yaşımın adı yok
Ve yirmi yedi yılın bir zararı da yok gözümde.
II
Gece güne döndükçe çoğalıyor beyazlarım
Ve beyazlarımın da bir alacağı yok aynadan.
…
Ruhum, bir dal sigara eder kimi zaman
Tek nefesin bile alacağı yok dudaklarımdan.