saçlarına dolanıyor şimdi istanbul
okul önüne gelen şoförü şair servisin,
koltuğuna sadık, çivisine sağdık ve herşeye biraz sapladıkları öğrencisiyim.
inimiyorum bu rüyadan.
büyüyünce uyuşturucu işine gireceğim belki.
belki pezevengi olurum bir acının.
bir pazar bulunur elbet
topuğuna limon sııkacağım korkunç perşembe günlerinde.
madem dövüşmekse mesele, dövüşürüm.
yazdan kalma birkaç çürük cümle üzerinde çamaşırlarımızı da kurutabiliriz böylece.


sen bana bir öpüşmek tarifi anlatırsın;
kocası fahişe düşkünü üst komşudan duyduklarınla ve
birkaç blok ötedeki
sertleşme sorunu yaşayan uzaktan komşunun anlattıklarını harmanlayıp anlatırsın istersen.
sarar içeriz bu öpüşme tarifini.
hayatta kalma yarışmalarından birine göndeririz.
ismim belli; Oktay Susta.
biz sardığımız her şeyi bu aptal insanlara,
bu televizyon izlemekten sulanmış beyinlerinde yüzün aptal balıklara bile içirebiliriz oysa
hep beraat talebinde bulunduk çünkü haklıyız;
eğer faşizm bir toplumda kabul görüyorsa.


memelerinin arasından şiirler yalıyorum şimdi.
bir kadın görüntüsü düşüyor baykuşun bakışından sokağa
belki kimsesizim
ve hiçbir zaman ıslanan dudaklarımızı bir boksör havlusuyla kurulamadık belki
sana anlattıklarım çocukluğum değil; donlar, tulumlar, emzikler ve savaşlar
hepsi çok uzun bir şiirin tarifi.
suratsız bir kadının suratı asılmaz ben asılırım asi bir köle gibi
suratsız bir kadının yüzü de düşmez
ben düşerim yeryüzüne bir şiir tarifi gibi.
çok yavaş ilerleyen bir arabanın çarpıp yol kenarına savurduğu acının hayvanıyım
acının geyiği
acının boynunda gezerken
orospuların dilinde vurulan geceleri.


bazı adamlara elektrik veriyor tanrılar konuşmaları için
ya da bir kadın veriyor neresine ellesen doğulu, güneyli, biralı.
kaşım açılmış, saçılmış bir genç nar gibi
ben susma hakkımı afrika’ya bağışlıyorum dudaklarımı da sana.
kırılan burnumdan kanla karışık yağan kalbin kemik parçaları
bazı aşklara giyotin diyor tanrılar kendi aralarında.


dudakların çok şükür güzel
kasıklarında ne eksen biter bir toprak
vurdukça caza, saza, dansa ve dibe
ve sen böyle benim üzerimde
şiirden bir tanrı oluyor...
güzelsin bebeğim
güzelsin kadınım
acının geyiği öldü
benim de elim ayağım boşalıyor.