1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1315
Okunma
gecenin ayazıdır insanı üşüten
ve karanlığıdır korkutan
ama bir ezan sesidir insanı ferahlatan
yeni bir güne başlarken beni umutlandıran
yalnız değiliz artık
bizide koruyan kollayan var elbet
nasıl olsa anlaşılır
bu yalnızlık bize yakışır
toprak eskisi kadar güzel kokmuyor
her yağmur yağışından sonra
bundan sonra ne baharın tadı kalır
ne de kışlar çetin geçer
yıllar öncesini ararız
babamla oturup ocağın başına
kestane pişirmeyi
ve sonrada nasihat dinlemeyi
annemle
bak yine komşunun çocuğunu mu dövdün deyip
dayak yemeyi
sonrada barışmayı
takvimlerden yaprak kopartıp uçak yapmayı
seviyor sevmiyor deyip papatya falı bakmayı
ve her ne hikmetse sevmiyor çıkınca
bir çiçek daha kopartmayı
ablamın gelin gittiği gece
annem ağlardı sessizce
babam ağlamayın derdi
ama kendiside akıtırdı gözyaşlarını gizlice
kararırdı dünyamız
bir boşluk doğardı içimizde
sanki bundan sonra yemeklerin tadı olmayacak
ya da bak bu son bardak ha deyip
bir daha çay koymayacak
ve çekip giderken bile
arkasına dönüp bakmayacak
sonra çocuk aklımızla seveceğiz birilerini
ve utanacağız onu görünce
acaba oda beni seviyor mu diye düşünüp
herhalde seviyordur deyip mutlu olacağız
biz artık aslında hiç çocuk olmayacağız
mahalle aralarında maç yapıp
gol müydü değil miydi kavgası yapmayacağız
bak bu son anne
üzerimi bir daha hiç batırmayacağım deyip
yalan konuşmayacağız
okulu asmayıp sınıfta kalmayacağız
ve mahallenin kızına yan gözle bakmayacağız
biz hep gizli gizli sevip
gizli gizli ağlayacağız
kimsenin günahını almayıp
hep çocuksu kalacağız
ne gidenin ardından ağlayıp
ne de gelenin boynuna sarılacağız
biz hep iyilik adına çalışacağız
seher vakitleri şahit olacak yaptığımız işlere
ve bir gün daha eklenecek
tel örgüler içindeki geçen günlere...