5
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1265
Okunma
Hepimiz zekiyiz, hiç de bunlara uymuyoruz. Biz? Tövbe; biz haşa hatasız yaşarız...
utangaç bir çocuksun;
iki duvar
ve önünde tarihsiz yıllar!
yarının kapısında ağır ağır ilerliyor umutlar.
sancılı bir bekleyiş s.s. diyagramlarının çitlerinde,
acımasız bir zamandan geriye kalan uyuz vücutlar;
ardı sıra yanyana çırılçıplak çamurlu banyolar.
aldırış etmeyecek kadar şensin,
ne güzelsin!
çoğu zaman kadere gülümsüyorsun....
bir zaman gelip de
denize ulaşacak bir banliyo trenin en son kademesinde
üzerinde bir tanrının ağzını siliverdiği peçeteler...
yemek istiyorsun;
çöplerde köpekler, kediler
hatta dağlardan inme kurtlar.
aşk kadar belki senin yaşaman,
aslanın dişleri arasında antilop artığı.
öperken ellerinden büyük orgazmlarında cüceler
devlerin kıçlarında kıl kadar değerin kalmıyor;
böyle yazmış büyük babalar, entegre krallar...
gerisi bir yalan konteslerin peruklu saçlarında
karlı saçlarında hastır demek gibi bir gurbetçi dili.
bir medeniyetin doğuşunu dilinde
ilk başta değişen harfler
ve sonrası cinayet cahillik!
övünüyorsun;
bilmiyorsun,
duymuyorsun,
anlamıyorsun,
yazmıyorsun,
kavramıyorsun...
dilini öpüp köşebaşı dilencisi soytarı modanın
şevkinde konserlere gidiyorsun cebindeki son parayla.
sen, sen kadar zengin;
engin
değilsin
hiçbir zaman.
istedikleri gibi giyinmeye mecbur,
istedikleri gibi konuşmaya;
istedikleri gibi tuvalete sıçmaya.
çok güzel yaşıyorsun, çok güzel...
hep aynı kadere banıp banıp
kendi darağacında tekmeyi kendin atıyorsun;
ve sen insan,
buna hala yaşamak diyorsun!
5.0
100% (8)