8
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1499
Okunma
içimizde sönük sokak lambalarında
her aşk emanet gelir
emanetçidir ilham dükkanında
doğruların tertemiz ayağına dokunur gibi
bekleyişleri saklar güneşin ufkunda
bir yokuşu tırmanırız kendi tenimizden
aynı sahipsizliği taşırken ellerimiz
cereyanlara kapılır sigara kokusu
ve şiir düşer penceresinden adamların
sokak sokak bohçalar dilenir yuvalarında
batar gözü
bir iki dakika mesafede
hep aynı kurmaca
yalandan da olsa sevilir
sevilip anlatılır görülen onlarca rüya
aşk içinde
aşk içinde bir çocuk
balçığı öfke; ’ütopya’
güneş bakışlı kirpikleri
fazla geç olmadan
aynı doğu masalında
belki bir Hintli
belki de bir Afrika
karanlığı çürüten umutlarla
dolaşan parmak uçları
kenar soytarısı
aşk yangını susuz lehçe de
ansızın küskün çiçeklerinin nazı gibi
dolanan bayramlarında
belki de hayat işte
belki de zorla
gökyüzüne kurulan çadırlar kadar hayal
ve yıldızları çalıp göklerden
sevgili gözlerinde aynı şarkıyı söyler gibi
makamı sönük şarkılar ardınca
terleten sancılar
annemizin sütü kadar helal aşkın
nüshası eksik şartlarında
kırgın bir yan
an be an
toplanırken sofralarımıza
uçuk bir itiraz kadar ’mevsimsiz’ kalışlarında
tabusu artık tuhaf düşen vedalaşmalarda
aşklarda gider
aşklarda biter
her yanı öykünmüş
pervanelerin ölümü kadar hafif
bir dünya ortasında
her emanetin bir gün
geri verileceği ölüm gibi
pervasızca.
5.0
100% (11)