3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1478
Okunma

bir ucu karanlıkta biten ardında bir pencerenin
açıyorum gözlerimi maviden ve yeşilden
düş yordamıyla bulunmuş ay ışığının kucağına uyanıp
yıkıyorum yüzümü maviden ve yeşilden
çok özlenmiş bir uçurum büyüdükçe büyüyor içimde
sabahları ölgün şiirler asıp umudun titrek dalına
gitmek istiyorum herkesten ve bilhassa kendimden
geride al yanaklı bir çocuk bırakmakta isterim
sonsuzluğa gül uzatmaya koşacak kadar hızlı
elinde maviden ve yeşilden şiirler
hoşça kal demek
çoğu zaman adam öldürmek gibi birşeydir
bunu ankarada bir tren garında öğrenmiştim
o yüzden her ölmek istediğimde o tren garını anımsarım
birde saçının her teli bir kıvılcıma benzer o kadını
yani demek ki insan ölümünde tutkunu olabiliyor
aşka yakın durdukça ve maviye birazda yeşile
bir kuş sesi çizip bahçelere
uzun uzun seyretmeliyim akşamları nasıl yittiğini
işte canımın içi
ömrümde bir kuş sesi gibi akşama erdiğinde
veyahut uçurtmaların kanatlarında özgürlüğe niyetlendiğinde
türküsüz ve şiirsiz bırakmayasın benim toprağımı
sonra ardına bakmadan git ne olur ne olmaz
belki seslenirim gidemezsin
maviden ve yeşilden...
Eylül 2011 _ İstanbul_Ünal YİĞİT