6
Yorum
1
Beğeni
4,7
Puan
1476
Okunma

bahardı
bir kırlangıç kondu vişne ağacına
keskin baltayı beklerken kuruyan gövdesi
birden çiçeğe durdu dalları.
sandı ki
koca bir sarnıç var küçük kuşun göğsünde
asla susuz kalmazdı!
ve her kanat açışında kırlangıç
uçacak diye kan ağladı ağaç
gözyaşlarıyla verdi meyvesini
dallarını süsleyen damlaları toplayanlar
asla düşünmediler
bunlar neden kırmızı!
derin acıların dalgıcıyım şimdi
bir omuzumda endişe
diğerinde kırlangıçla yürüyorum buğulu sokaklarda
korkularıma dermancı arıyorum /ya uçarsa!/
düş çerçisi soruyorum yorgun gölgelere
umut izmaritlerine takılıyor gözüm;
kudreti tükenmiş inancımla sana geliyorum yalpalayarak
ne kadar garip
attığım her adımda uzaklaşıyorum!
böyle gitmez bu sevda
fırlatma faslına dönmeliyim yeniden
gönül cübbesini çıkartıp sırtımdan
aşk züppesi olmalıyım bu âlemde!
alıyorum omuzumdaki kuşu
kuşkularımla savruyorum havaya
ilk kez sahibini azat ediyor bir köle.
dokunmayın yüzüme
onlar vişne değil ki!
ö.n
5.0
89% (8)
2.0
11% (1)