1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1172
Okunma
Bozkırda çorak bir tarla
Akdeniz de dalgalı deniz
Ve rıhtımında yalnızlığın
Söylenmemiş sözleri söylemek
Yaşanmamışlara uzanmak
Hep aldanmak hep ağlamak
Mahkûmu olmuş gönül
Ateş düşerken sinelere
Isıtırken bir baba abdest suyunu
Ve boğulurken gece karanlığa
Ruha vurulan kasvet zincirleriyle
Yaşamak tutkusunu öğrenip umarsız
Hep aldanmak hep ağlamak
Mahkûmu olmuş bu gönül
Sızı gibi girer güneş camdan
Kurşundur her göz bedenime
Düşerse gövdem toprağa
Guruba kayar gibi ansızın
Boncuk boncuk yaş biriken
Açmamış tomurcuk iken
Sevilme duygusunu yitirip
Yüreği tecrit edilmiş çocuk
Hep aldanmak hep ağlamak
Mahkûmu olmuş gönül
Ne yazık ki ne yazık ki…