1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1092
Okunma
Münzevi akşamlara rahmet okutan yalnızlığım
İki keskin bıçak arasında sıkışmış
Bahtı karanlık sevdalarım
Kalın bir romana sığmaz ahlarım
Ateşleyin mumları!
Bugün Azraili ağırlayacağım.
Hiç bu kadar hazır değildim ölüme
Bir kere gözlerin değdi ruhuma
İflah olmaz artık
Taşıyamaz bedenim aşkın ağır yükünü
Mavzeri suskun dağların
Aşina sessizliğidir dört duvar arası yokluğun
Sitemim gereksiz değildir denize
Kalemi daldırmışım mürekkep rengine
Zindanına düşmüş kalbim gözlerinin
Rüzgâr esiyor hayalinin körfezine doğru
Dokunsam gönlünün göğüne
Yıldızlar dökülür mü acep elime
Gurbet diyarından getirilmiş süsmüş kirpiğin
Batar sanki gülden örülü yüreğime
Yosun yeşili gözbebeğin
Acıyı süpürsün dehlizlerinden
Tutuklanmış düşlerimi
Çarmıhında gizler zaman
Dökülün karıncalar toprağımdan
Bahardır ağaran yapraklar
Rengi yağmurdur saçlarına
Acıyan ve ağlayan mevsim
Giderken bıraktığın gül
Kitap arasında yeşerecek
Tozlansa da raflarda
Bu aşk hiç bitmeyecek
9.09 07
Hüseyin Özbay