2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1005
Okunma
Acılar için isimler gereksizdir. Nerede acı varsa, orası insanlığın bitiverdiği kentlerdir
Ne zaman aklıma gelse ellerimin ıssızlığı
Mızıka çalar bir çocuk sokak ortasında
Sekiz taşa isyan olur bir annenin balkon bildirimi
Rüyalardan kalkıp soğuk bir kola şişesinde
Dindirilmez hasrete banar kurumuş dudaklarım
Meleklerim üzerimden soyuverir hasretliğimi
Tavan arası küflenişlerine sararmış resimlerde
Güvercinler uçuverir tanımamış sevgililere
Dudaklarımı ısırırcasına gıcırdatırken dişlerimi
Ağustos böcekleri kurtuluverir eski giysilerinden
Göçmen lehçesinde kuruveririm çorap tezgâhımı
Hep kadınlar gelir, kadınlar anlar çaresizlikten
Ellerimin titrek yanında para üstleri veririm
Susar gözlerinde altı dünya yaşamış anneler
Bir çorap, bir çorap, yine ihtiyacı var mı acaba?
Bir şeyleri gözlerinden çalıveren gençlik şarkılarında
İspiyoncu gözcülerin sevda kanatan kurşunlarında
Nilüferler kararır bataklık mahkûmu aşklar babında
Birkaç silah bulurum toprak altında eskilerden yadigâr
Sulha rağmen düşüverirken mazi yalnızlığı parmaklarda
Ömre kaç bedel yeminler ederin tabut tabut dağlarımda
Hiçbir kadın ırkını sormadan ağlamaya başlar yanımda
Biraz kumral, çoğu da beyaz göğsünden kanarken yüreği
Gözlerine sürmeler çekip ağıtlar yakar kınalı parmakları
Suçsuzluğunu ispat etmeye yoruluverir gül yangınlarım
Hece hisli bir hain olur meydanı gururlar doldurtan ağusunda
Bir el tutuverir de o an behram misali karabasanlarımda
Sarılmaz kollarıma acıları mesken ederim umutsuzluklarda
Karakaşlarında bir ceylan pür dikkat dinler son senfonimi
Tetiğini çekip de gider gibi intiharlara karışırken şehrin sokakları
Meramını anlatamayan kuş oluverir apalak sevinçlerim
İnsanlar severim biraz satılık biraz da katıksız düşlerinde
Riyasına banan Anadolum kesiverir bileklerimi alfabemde
Kırılıp gidilesi kollar oluverir tarlasında terli yaşmaklarım
Hasretin güneşe karşı çıkıverdiği çiçekler sular gözlerim
Toplar susar, tüfekler konuşmaz bir daha işportamda
Teker teker oyuncaklarını ellerinden alıverip çocuklarımın
Güneşli günleri barış çiçekleri toplatan ceylanlara bırakıp
Ellerimin titrek arzusunda liriği kalmamış ümitlerimi sayarım
Her bir hece kanayan yara misali düşüverir saçlarımın saçaklarından
Suskun piyadesi nazlı çiçeğinde vuslatlar gömüverip bağrına
Yalansız bir dünyaya göçüveririm hüzzam tadında şarkılarda
Bir çizik atıp göğe bir sayfa daha barış için tükenip
Elleri toprağa bulanmış çocukların dilsiz acılarıyla
Misketler kırarım uçurumların ardı sıra
…
5.0
100% (7)