9
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1275
Okunma

Çokça masal dinlemişken hayatta
Bir masal daha dinlememek adına…
titrek parmak uçlarında şiir karaladım sana
tavada yanmış sucuklar kadar kızgınken bana
hiç olmayacağını bildiğim hayalleri kazıdım
dünü hiç olmamış yarınlara ait masallardan
biraz yeşil
biraz da kahve rengine bürünürken bakışlarım
dalgalarında semazenler döndürdü hıçkırıklarım
kimse duymadı masallarına ait serseri kurşunları
kimse ağlayışlarıma dair bir avuntu koyamadı
soframda azığım kaldı senden bana emanet gözyaşları
ezbere saymaya alıştırıldığımız destanlardan çok öte
yaşamadan sevmişken masalını hiç silmeden hece hece
yeşerteceğin umudunu yeşerttin körpe güvensizliklerde
alımlı bir hasret olmaya alışmışken sineklerin azabı
alışkan ısırıklar ile gözlerimi açmaya alıştım sabahları
biraz sen vardın
gerisi pek çok yalnızlığın
sen bile duymadın kara oğlanların suya hasret hikayelerini
sansürleşmiş medyatik oyuncaklarda geçerken zamanların
hasretliklerin dileklerini bilemeden geçiriverdin
kara oğlanlar, kara kızlar çok uzağındaydı da
ben vardım onlardan daha yakın sana
belki onların susuzluğunu dindiremezdin yaşarken
ama yaşlarına hasret birini unuttun sen severken
bu yüzden kan revan oldu pastal renklerinde hayaller
hiçbir imtiyazı kabullenemedi sevgiye susamış çocuklar
hiçbir ölüm onların kadar yakışmıyordu kirli yakalarımıza
hiçbir lüzum yokken hayallerin resitaline banmış masallarda
geri getirebilir mi bilmem ama
şimdi sayfanın diğer yüzünü çevirmek gerekli
böylece ne hasretliğim delirecek her gece
ne de üzülüp, susacaksın aşkın dokunmadık lehçesiyle
5.0
100% (12)