1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
945
Okunma
ne umutlarım, sevdalarım vardı öksüz bırakılan.
bir dünya kurmuştum gözlerinin üstüne;
gündüzü gülüşün, gecesi saçların.
Mecnun, çöl kaçkını, sığınmıştı içime.
sevda mevsiminde
konmaya göz kırpışı kalmışken bülbülün güle
yıldırımlar düştü hayallerime.
Zamansız vakitlerin ucuz kahramanlığı
Donkişotluk mu tasladın aydınlık rüyalarıma?
Neden böldün uykumu,
Ne hakkın vardı düşlerime saldırmaya,
beni isimsiz bir öfkeye salmaya?
adını koyabilmek....
bir seni bitirebilmek kendi bitmişliğimde,
zaman hep seni kusuyor üstüme
baştan ayağa kalırım senin içinde.
unutmanın nabzını yoklarım bazen,
atışlardan yoksun, fi tarihten kalmış bir ölü.
gözlerine takılı kalmış ömrüm,
adında mahsur mutluluk...
Çalınanlardan arda
bir gece, bir zincir, bir ateş, bir koyuluk...
kavgalarım vardı en sarp dağlardaki kartalları ürküten
yenilgim oldun kargaları bana tükürten.
bir yaşamak, bin ölüm tezatlar oluk oluk,
umut dilenir zifrinde yalnızlığın
kalbine mutsuzluğun umut perçinleyen çocuk.
bilsem ki seni getirir bin mendil bağlarım
kutsanmış, kutsanmamış her dala.
bilsem ki beni öldürür
bin yılanın zehrini kutsal şarap bellerim.
bu sorgulanış neden,
neden mahkeme kapılarında hep ben?
sen mi kırıldım hayatıma,
değişmez mi bu yazgı,
silinmez mi bu nakış?
kanunu tersten okuyor yargıç,
demir parmaklıklara sığar mı bu hınç?
kahpe ellerin salyasını kevser mi bildin?
yaşamakla mı yargılanıyorum ne?
temyize gitmeli bu dosya!
ve sen cellat mısın?
ya çek sandalyayeyi ol ömrüme nokta,
yada sol yanıma sapla bir kılıç.
5.0
100% (2)