9
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1811
Okunma

seni yazmak istedim bir buluta
göğün maviliğine örtmek mavi gözlerini
saçlarını sarmak zamana
çocuklar uyusun diye.
fikrime doya doya içirmek
umutlar büyüsün diye.
solgun kalmasın yüzün,
o vakit kum fırtınaları olur,
nil kurur
sahra çölünde başalır gider
kuruyan dudaklarımın suya hasretliği.
tüm vahalar bir anda yok olur bedevi sürgünümde.
bir astım nöbeti düşer göğsüme
yaldızlı bir hayale sensizlik düşünce.
yüklemsiz cümlelere dönüşür dokunduğum kelimeler
türküler notalarını kaybeder,
sığınır tüm melodiler hüzün es’lerine sessizce.
hüzün yağmurlarıyla yeşerir aşk bahçeleri,
kahkaha fırtınalarında kurur.
vurur tensel dolu doymuşluk
hasat mevsiminde çürür
başakları buğday tanelerinin.
ekmek gibi aziz bellemek lazım sevdiğini,
yoğurmalı kalbinde aşkı
sen yanarken pişmeli
öpüp başına konularak olmalı el ilişmelerin.
asrın teknolirik aşk vardiyasında değil yerin
sara nöbeti gibi olmuş sevmeler,
sevişizm akımından hayvansı derlemeler.
kızıl şafaklarda
önce kalbin sevişmeli kalbiyle sevdiğinin.
karınca yuvası olmalı sevgin yön gösteren
kararınca dokunmalı
bir çam sakızı olmalı bir çobanın seçkisi
kurulan masalara meze olmakta değil aşk
bir bakışın tadını
aşktır eğer vermiyorsa bin meyhane içkisi.
ve şairim, bir başka sever yüreğim unutma!
öyle şehvet salyasıyla sarmaş kelimelerle sevemem seni,
bir yaprak yeşermesindedir benim aşkım,
belki bir ağacın tomurcuklanan dalında...
belki de bir şiirin en dipte kalan
gözden kaçan mısralarında.
ellerim dokunmuyorsa incinirsin diyedir
aldanma sevişmelerin adı aşk konulmuşsa!
aşkı kirletmemek adınadır erkeksizliğim.
5.0
100% (8)