3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1981
Okunma

kırdın kanatlarımı,
ahh, gelemiyorum ey yar sana.
hüzün eliyorum ömür galburunda
kan döküyorum yaş yerine, neyi koysam bilemiyorum
dindirmek için acıları senin yerine.
ahh, kor ateşler içinde can veriyorum,
önce ruhum eriyor,
sadece et ve kemik yığını kalıyorum,
hisler kötürüm,
fikir kötürüm...
seni alınca yüreğime can buluyorum,
seni alınca beynime düşünebiliyorum,
sensizlik nihai akıbet ama
işte o vakit tüm uzuvlarım kangren oluyor
bir neşter gibi hasretin vuruyor
bir bir kesip atıyorum,
bitiyorum an ve an
külleniyorum ve küllerimden yeniden canlanıp ölüyorum
diniyor sızım, dindikçe yeniden şahlanıp iniyor ömrüme
kırıntılar can acıtıyor ve can kesikleri yüreğimde
cam kesiği gibi.
sensizlik düşüyor hasat mevsimine
kuşlarım ürküyor ayrılık korkusundan,
ve başakları sarar mıyor altın renginde buğdayımın,
ekmek azizliği tadında bir sevda
cenaze hüznüyle ayrılıyor toprağımdan
bilmediğim bir çukura gömülüyorum
ne telkin var ne kefen
yalnızca gözyaşlarıyla yıkıyor biri cesedimi
kirpi yumuşaklığında bir libas giydirilen
ve en soğuk toprağa gömülüyorum.
her uzvum felçli, ama bakışlarında tutsaklığı hala hissediyorum
donuyorum her mevsim yıllar boyunca
yıllarca da çöl iklimini yaşıyorum
bir şizofren düşü gibi
paranoyak bir sanrı gibi
ve yine hasretin bir neşter oluyor
bir bir kesip atıyorum tüm uzuvlarımı
katre katre her nereye aksediyorsa hasretin
bitiyorum an ve an
külleniyor bu kez bedenim
sadece bir kağıt
bair kalem kalıyorum.
5.0
100% (1)