Kaldırımda yatarken çıplak bedenim, Siyah beyaz sayfalarla örttüler. Renk katan kanımdı, oda al(a) buladı nekadar beyaz varsa. Seni katlettim ve sıktım kalbime...
Bir katledişin öncesi büründüğüm duygular, Dilime sitem, küfür, seni katl, beni bana düşman etti. Ellerimdeki izlerin, siyaha çalınan beyazdı. Al(a) bulandı, canandan etti cânı.
Geceler uzun ve sözün sonu yoktu. Özlem kemirirken en ücra köşeleri, Ne yedüğü belirsiz bir tip çıktı içimden. Gözleri kızıl, yüzü siyahi, öfkesi sarılıyordu sigara dumanına.
Ayrılıp gidersin, eti tırnaktan sökersin, göze mil de çekersin. Ana avrat söversin, kavgada edersin. Kim vurduya gidersin en fazla. Bulmazmısın ettiğini bir zaman ? Al(a) bulandığınla haşr olmazmısın ? Kaçmazmısın sende alacaklılardan, Yavrusunu bırakan anaları görünce, ürkmezmisin ? Ulan beni hiç düşünmezmisin ! Sana yandığımı bilmezmisin ? Yangınımla doğduğumu ? Sana vurgun olduğumu, kuruduğumu, görmezmisin ?
Varlık içinde yokluk benimki, İçimde okadar sen varken, yoksun işte. Yemem de içmem de, gecem de gündüzüm de, Gerçekte ve düşte sen varsın. Ama ne gariptirki bir zerre kadar yoksun. Bir sarmalık, bir yudumcuk, bir kokuşluk yoksun. Ve okadar çok ki yokluğun, Varlığın gölgesinde serpiliyor, içten içe büyütüyor ışkını.
Sen; Ne menem bir şeysin ! Sen; Ne puştsun, ne kahpesin ayrılık ! Sana çekilen zılgıtlarda sağır ol emi. Bir selde, yangında def et sevdiklerini. Yürüsün topraklar, taş altında kalsın cesedin. Eli eline değmesin sevdiğinin. Allah kahretsin seni !!!
Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
"ayrılık ne biliyor musun? ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte.
insanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık..." demiş Şair'in biri.
Yine darılıp/kırılmayacağınız ümidiyle yüreğinizden kaleme düşen 'Şiir'inizde yolculuğa çıkacak ruhum.. İzninizle.
İlk; Şiir başlığınız dikkatimi çekti. Kesme işaretiyle bir sözün birden fazla manalandırmasını seven ve kullanan biri olarak doğrusu battı bu kez g/özüme. En çok şu sebeple. Kesme işareti olsa da olmasa da kelimenin manasını çok değiştirmemiş. Farz-ı misal g/iz dendiğinde tek söz iki farklı manada olur mu olur. Hem de hoş olur. Oysa burada; al yahut ala. İkisi de renk sonuçta. Al kırmızı ala olunca karışık boz, kahverengi. Hadi okuyalım. 'Al/a bulandı' Al bulandı. Ala bulandı. Kesmeden sonrası; a bulandı? Birden fazla mana içermediğinden yahut o duyguyu yaratmadığından, kesme işareti yerine parantezle Al(a) bulandı şeklinde olsa daha doğru-hoş olurmuş diye düşündüm.
Şiir bütününde; Hemen her satır sonunda nokta olması; üstelik henüz söz devam ederken bitmemişken cümle anlatımını durdurmuş bana göre.
Ne yedüğü belirsiz bir tip çıktı içimden. / yedüğü değil idüğü olacaktı sanırım?
Al/a bulnadığınla haşr olmazmısın ? / bulandığında Kaçmazmısın sende alacaklılardan, vb. devamı satırlarda mısın, misin soru eki olduğundan; Yememde içmemde, gecemde gündüzümde, / keza burada da de dahi anlamında olduğundan
ayrık yazılmalıydı.
Geliyoruz finale.. Şiirin en can alıcı olan bölümüne, vuran okuyucuyu düşündüren, sorgulatan ya da tabiri caizse yüzüne tokat indirir gibi olacak son cümleye... Elbet yazan bilir. Lakin madem şiir sahibinden çıkıp okuyucunun, bu cesaretle; Bana göre, bence; Son kıt'anın başında olacağına, ikinci satırdan ayrılık sözü kaldırılıp, son cümle ayrılıkla bitseymiş; Yani: Allah kahretsin seni ayrılık! şeklinde olsaymış, vuruş daha etkin-etkili olurmuş diye düşündüm. Zira bu şekilde final; sevdalı bir yüreğin sevgiliye ettiği bedduadan öteye gitmemiş...
Şiirlerin güzelliğinde buluşulması dileklerimle.. Daim olsun yüreğiniz/kaleminiz 'Şair'. Saygımla...
sera. tarafından 6/23/2011 4:37:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
Son nefeste kısık kısık , kesik kesik çıkar kelimeler. bazen son nefes ölüm değil sesleniştir karşındakine yada kendine. Darılıp kırılmak ne haddime, şeref duyuyorum ziyarenizle. Manayı anladığınızı tahmin ettiğim için imla hatalarını vurgulamanız beni sıkıntıya sokmuyor inanın. Al-a derken kast ettiğim kanı, Ala diye yazdığımda karışık bir renge benzeteceğşnizi zannetmedim sisin adınıza. Ala bulanılırmı zaten. İnsan alacalı olurda alaya bulanmaz değimi? Değerli şairem, bir çobanın hikayesi geldi aklıma, ibadetini sorgulayan bir alim varı ya çobanın işte o. Alimin niyeti kötü değildi aslında, İbadetin çobanın yaptığı gibi yapılmaması lazımı anlatırken. Ama samimiyetini bilmiyordu sadece. Siz böyle değilsiniz, alim gibi yani. Siz samimiyetimi, ne demek istediğimi, eksikleri anlayabilensiniz ve üstüne üstlük düzeltebilirsiniz diyenlerdensiniz.
Bana göre gözünüze batması, dikkatinizi cezbetmesi, kesme işaretinin manaya mana katmaması anlaşılabilirliğimin verdiği mutluluktan öteye gitmez.
Sİzin söylediğiniz şekilde yazabilseydim daha güzel olurdu elbet. yada acele etmeseydim "bunladığında" yerine bulandığında yazabilirdim.
Öylece, pat diye hatta küt diye bir sezen şarkısında geliverdi işte. Sezen büyük harfle başlaması lazım gelir isim olduğu için, ama konuştuğum gibi yazınca oluveriyor işte.
Yeminle alınmadım, yalnız ayrılığa değildi haykırışım. O kaldırımda yatan benim ya hani, bir de yatıran var haliyle bildiğiniz. Ayrılık en son aklıma geldi aslında, ayrılığı aklıma getirende kabahat. Sırf Ona küfredemediğimdendir ayrılığın puştluğu ve tüm anlamlamını yitirdiği için duygular kelimeler hep eksik, hep noktalı, hep gereksiz vesselam. Zİyertiniz eksik etmeyin. saygımla....
Son nefeste kısık kısık , kesik kesik çıkar kelimeler. bazen son nefes ölüm değil sesleniştir karşındakine yada kendine. Darılıp kırılmak ne haddime, şeref duyuyorum ziyarenizle. Manayı anladığınızı tahmin ettiğim için imla hatalarını vurgulamanız beni sıkıntıya sokmuyor inanın. Al-a derken kast ettiğim kanı, Ala diye yazdığımda karışık bir renge benzeteceğşnizi zannetmedim sisin adınıza. Ala bulanılırmı zaten. İnsan alacalı olurda alaya bulanmaz değimi? Değerli şairem, bir çobanın hikayesi geldi aklıma, ibadetini sorgulayan bir alim varı ya çobanın işte o. Alimin niyeti kötü değildi aslında, İbadetin çobanın yaptığı gibi yapılmaması lazımı anlatırken. Ama samimiyetini bilmiyordu sadece. Siz böyle değilsiniz, alim gibi yani. Siz samimiyetimi, ne demek istediğimi, eksikleri anlayabilensiniz ve üstüne üstlük düzeltebilirsiniz diyenlerdensiniz.
Bana göre gözünüze batması, dikkatinizi cezbetmesi, kesme işaretinin manaya mana katmaması anlaşılabilirliğimin verdiği mutluluktan öteye gitmez.
Sİzin söylediğiniz şekilde yazabilseydim daha güzel olurdu elbet. yada acele etmeseydim "bunladığında" yerine bulandığında yazabilirdim.
Öylece, pat diye hatta küt diye bir sezen şarkısında geliverdi işte. Sezen büyük harfle başlaması lazım gelir isim olduğu için, ama konuştuğum gibi yazınca oluveriyor işte.
Yeminle alınmadım, yalnız ayrılığa değildi haykırışım. O kaldırımda yatan benim ya hani, bir de yatıran var haliyle bildiğiniz. Ayrılık en son aklıma geldi aslında, ayrılığı aklıma getirende kabahat. Sırf Ona küfredemediğimdendir ayrılığın puştluğu ve tüm anlamlamını yitirdiği için duygular kelimeler hep eksik, hep noktalı, hep gereksiz vesselam. Zİyertiniz eksik etmeyin. saygımla....
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.