6
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1667
Okunma
akşam …
güneş yandı dağların ardında
akşam,
iniyor ovalara patikalara
külleriyle günün
usul usul
/başlıyor hasretin mesaisi
(ben en çok bu anlarda düşünür seni, en çok bu anlarda yanarım yokluğunla)
bir şey var şu akşamlarda
şu an
şu dakika/ esen rüzgar
saçlarımda dolaşan ellerin oluyor,
içimde üşüyen
küçük bir kuş oluyorsun sen…
galiba seni yalnızlığımca sevmişim
çayırlar dolusu gelincik kırmızısı
kalbime düşen çiy
ve bir su damlası/nı
andıran güzelliğince …
galiba ömrümce sevmişim ben seni.
gelişin miladım/yeniden doğmuşum
na-tamamken tam olmuşum…
ben var ya , sana uyumuşum,
seninle uyanmışım sabahlara
penceremden gün olup dökülünce sen içeri…
ben seni ülkemce sevmişim
bütün bir memleketin
bağı , bahçesi, bereketi
toplanmış bir tebessümünde…
“gözleri fettan”
sevdası vatan yar…
şimdi nöbetlerde
yokluğunun birkaç şiir sonrası
cinnetinin birkaç gömlek öncesi…
hasretle,
dilinden öpüyorum…
Türkçe’nden…
glccbrn