Bir balıkçı köyü az ileride
Yolun her iki yanında zeytin ağaçları
Tali bir yolun başlangıcı
Uzun parmakları ile genç bir kız
İbrişim dervişliğinde devşirme umutlar
Güneş tam tepesinde dünyanın
Saçaklarında yaz akşamları

Hayrat edilmiş bir çini işlemesi
Makamı hayran bırakıyor
Köyün ezan okuyan müezzini
Şeytan parmak uçlarında bir asi
Ölüm kokuyor gasilhane
Yaşama küsmüş o yaşlı harabe

İncinen bir kadınlık hatları
Dere kenarında birkaç şişe
Toprak saklamaktan biçare
Susuz kalmış dil yangınları
Bir nefes kadar yakın
Tebessüm denilen acı tecrübe

Dönüvermek yasak artık
Elinde ufak bir kız çocuğu
Hayat tatlı canında satılık
Mefhum bir beyazın yağmuru
Kum fırlatıyor yavuzlar
İlham oluyor tüm ağlayışlar

Köyün delisi camiye uzak
Yalağında bir inek tövbesi
Simgesiz bir Anadolu kadar ak
Elinde aslankaçıran sineği
Yaşam avuçlarında kirli öpücük
Damlarken burnundan sümük

Bir balıkçı köyü az ileride
Hayal meyal hatırlıyorum
Bir genç kız gömmüştüm eskide
Kerpiçten yapılmış bir evde
Altı çocuk annesi on senede
Adımı çoktan unutmuş belli
Çağırmıyor artık dere gezmelerine