34
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
3468
Okunma

Amasya suya hasret, Ferhat ise Şirin’e.
Dilde bıçak yarası, sinede kor bir ateş.
Düşünürken sılamı, aklıma geldi yine;
Mezarını kavurdu üstüne doğan güneş.
Bakmadın mı Amasya, dönüp de eserine?
Sevdan âleme şandı, nârınsa güneşe eş.
Kaç asır daha sürer sevdanın efsanesi;
Işığınla ısınır sır saklayan hanesi.
Yıldız düştü yıllarca; şenlendi Yeşilırmak.
Sereserpe yatarak güneşlendi kayası.
Mümkün müydü dağları çelik külünkle kırmak?
Olmazı olur etti parçalandı ayası:
“Geldim Şirin!” diyerek istiyorken haykırmak;
Başını eğdi Ferhat, mani oldu hâyâsı.
Bağdaş kurup oturan dağlar birden yarıldı,
Döküldü üzerine ölüm ile sarıldı.
Ateş girdi hokkaya, bir Divan yazdı Mihri:
İlham verdi yıllarca sevdaların diyarı,
Yudumladı bıkmadan şiir denen bu zehri;
Belki gözü görmedi çiçek açan baharı,
Mısraları dizerek nakşetti güzel şehri.
Amasya sevdasıyla, hak etti iftiharı.
Belki şimdi göklerden Amasya’ya bakıyor:
“Cennettin şehrim” diye özlem ile şakıyor.
İlkiydi Mihri Hatun, daha nice gönüle,
İlham oldu dağları; neşe verdi taşları,
Aşk damladı göklerden, kabirde kızıl güle
Sonsuzluğa taşıdı çile çeken başları.
Haydi durma yaz kalem, nur beyaza döküle:
Ünlensin güzel şehrim; çağlasın gözyaşları.
Kar simalı kâğıda, yemyeşil bir kent indi
Notalandı sözcükler; arzdan, nihavent indi.
Yüreğime heyecan üfleyen manzum beste;
Dudağımdan sarkarken kalbi kırık imgeler,
Ah , ederek ağlıyor; aldığı her nefeste.
“Ne olursun dön” diye; gelir, aklımı çeler:
Kahrolurum, yanarım; akıp gelen bu seste.
Çifte su almış çelik açar bağrımı deler.
Sana doğru taradım, ak düşmüş kakülümü:
Çağır beni; rüzgârlar savurmadan külümü.
Ayrılmak kolay değil, zor olan yolu seçtim:
Hasretinin ateşi; beni nâra yandıran.
Bir lokma ekmek için; yardan, yarenden geçtim,
Yokluğun değil midir cehennemi andıran!
Bu baldıran zehrini, başıma dikip içtim:
Dünyanın telâşıydı acımadan kandıran.
Yanıldım ve batırdım, sığındığım sandalı;
Kendi elimle kestim, yeşermeden her dalı!
Uyanmak istiyorum, kâbustan kalkar gibi;
Büyüyen gözlerimin hapsederek sesini;
Çok yazıp hep susmanın firkât midir sebebi?
Duymak, seninle duymak; dağların bestesini.
Mısralarla sevişmek, unutmadan edeb’i.
Amasya’ya adamak sonsuzluk güftesini.
Ayrılığın cehennem; varlığın, bana cennet;
Sevdandır yüreğimde sakladığım emanet.
Afet İnce Kırat
Sevgili Kalimeram, sesine, nefesine, emeğine sağlık, güzel yorumuna binlerce teşekkürler.
5.0
100% (26)