6
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1570
Okunma

Ne aşk şiirleri ne de bir başkası
Tatmin etmez artık yüreğiminde ki deliyi
Soymam lazım ki aklımdakileri
Hem de öyle bir soymak
Herkesin ağlayarak dile getirdiği tecrübelerin üzerini
Gülerek -hadi be - demeliyim deli gibi
Ne de olsa yalandır deyip de dünyaya
Gülebilmeliyim doya doya
Sonrada vazgeçmeliyim yazmaktan
Okumalıyım mesela sadece
Beni tatmin etmeyenlerden kaçmalı
Ve sadece yürek
Ve sadece akıl ile
Demlemeliyim çayımı korkmadan
Sabah saat beş olmadan
Hiçbir yalnızlığı takmadan
Yuyulduğu anı düşünerek bedenimin
Takmamalıyım o pahalı losyonları
Sadece eski bir jilet ve birazda sabun
Sıcak da olmamalı suyum
Kazanmışken elimdekileri
Bir gün gelir de kaybederim diyerek
Sevinmemeliyim gelişlerine
Zeka oyunu oynayanları kendi haline
Şiir yazanları kendi haline
Her şeyi akacağı deliğe
Bırakmalıyım düşünerek
Soyarak elmamı
Günah işlediğimide bilerek
Kapatmalıyım tüm telefonlarımı
Susarak okumalıyım düşlerimi
Olmayacağını bile bile düşünerek
Kanmalıyım geceleri
Aklımın yüreğim ile savaşlarında
Tarafsız olabilmeliyim
Gülmeliyim onlara
Onlarında bana güleceğini hissederek
Ağlamadan mesela
Hıçkırıklara boğulmadan
Deliliğimin ara boğumlarında
Beni anlamadan yargılayanları bile
Hoş görüp defalarca
Sonra küfürde edebileyim korkmadan
Anlasın diye belki
Belki de kendi değerini
Artık aştığını anlamadığı için
Elime almamalıyım o uzaktan kumandayı
Hatta çocuklar gibi
Dişlemeleyelim tüm plastiklerini
Sonra tükürmeliyim balkonumdan
-Aptal kutuyu- kendi haline bırakıp
Tozlandığı anda ulvileşen kitaplarda
Yaşama ait birkaç izi takip edip
Gecelerce beni uyutmayacak düşlere
Girmeliyim savaşlarım sonrası
O beş çaylarının on iki saatlik aralarında
Paramın bittiğini hiç düşünmeden
Son paramı kitaba verebilmeliyim yine de
Belki vakit yetmez de okuma imkanı
Artık kösteklide kalmamış olsa bile zamanım
Yemek yemesemde en lüks lokantalardan
Hatta sokak arası pilavcılardan
Hatta üç günlük ekmek parçalarından
Deliliğimi deliliğe vurup yine
Beni susturacak tüm aptal zekilere karşı
Aklımın dengesini muhafaza edip
Loş ışığımın perdeli gözlerinde
Elleri açık, yağmura sevdalı düşler ile
Yazmamalıyım bir daha sevmediğim şiirleri
Her ne kadar memnun da etse bir yanımı
Her ne kadar tatmin de olsam bazı zaman
Arabesk zaferinde gecelerin son anı gibi
Çayımın en soğuk dibinde
Kahvemin son yudumu gibi
Bana en soğuk gelen besteleri silip
Gözlerimin kapanışına aldırış etmeden
Patlatıp ardı sıra yüzümdeki birkaç sivilceyi
Gülebilmeliyim kendimin zeki bulduğum
Benim gibi fani insanlar ile
Birkaç zaman bu dünyada
Sonrada tüm kitapların arasında uzanıp
Hiç de korkmadan ’ecstasy of gold’ tutkumdan
Dişlerimi fırçalamadığım ayların hesabını sorup
Kanatmalıyım yaralarımı defalarca üstü üstüne
Takmadan yalnız kalışları
Hatta bilip
Böyle oluşlarda bile taktığımı
Yine susmalarımı alıp iç ceplerime
Kaçabilmeliyim en sevdiklerimden saatlerce
Ne aşk şiirleri ne de bir başkası
Biliyorum hiç tatmin etmedi bir 15 yaşındaki
Men gurban bacım gibi beni
Bu yüzden bırakıyorumda hala demekte özgür kalsınlar
Herkes nasıl olsa haklı olduğunu zannediyor
Ben de öyle olduğumu bilmediğimi bilmenin
Kısır döngüsündeki kana aç yaralarında
Okumaya gidiyorum aklımın çevrimiçi ilhamları ile
Gecede ki son mesajını alıyorum gönlümden
Şarkılar ne kadar güzel değil mi
Vakit de yuyulmak için tam vakti
Ve istenen netice geliyor uzaklardan
Aklı ve yürek savaşından çıkıyor kesin bir sonuç:
-Kes artık zırvalamayı
...
5.0
100% (5)