Titredikçe yürek, gözlerden taşıyor yaşlar.
Avuç ayaları nasırlarla siliyor göz kapaklarımı.
Sızım sızınmış, yalancı mendebur!
Artık sana sunmayacağım seher vakti dualarımı.

Bir ürkek ceylana gider gibi yürüdüm sana,
Yağmur düşer gibi üstüme, süzüldüm dudaklarından,
İhanet zanlısı, zavallı sürtük !
Gülistanda, budadım güllerimi goncalarından .

Adammışım ben, insanmışım öylemi?
Canın benim uğrumda candan sayılmıyormuş.
Senin gibilere ne deniyor kahpe mi?
Demek ki bir pisliğe bağlanmak, böyle oluveriyormuş.

Ne kadarda körmüşüm, nasılda sağır.
Bedenim kalbime dar, yükümse ağır.
Parasını az almış bir fahişe gibisin.
Karakterde zayıfsın kilo da ağır.

Ne kadar kolay gelir yolda yürümek,
Attığın adımın hesabı sorulacak.
Beyaza boyadığın katran yüreğin.
Zakkumun suyu ile kaynatılacak.

Sana ne dersem diyim sırıtacaksın,
Söylediğimi saz sanıp kıvıracaksın,
Anana laf derdim kabahati ne?
Bu günleri sen çok arayacaksın.

İyi ki dokunmadım tenine.
İyi ki temiz sanmışım seni.
Saksağana saçma sıkmadım ben hiç.
Kirlenerek, kirletmemişim kendimi.



Not: Hiç olmayan biri için yazılmış ve iyi ki böyle biri olmamış diye şükreden kullarındanım Mevla_ma. Bir şarkı yüzünden döküldü mısralar . Konunun gerçekle uzaktan ve yakından alakası yoktur. Tamamen uydurmadır duygular. Çakma telefonlar, çakma kıyafetler, çakma sevdalar gibi, Çakma bir şiirdir sunduğum. Afedersiniz...