23
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1578
Okunma
………………………………………………………………………………………………………………………………….
Kaldı
Kapalı kapılar evim kimsesiz
İçimi dağlayan ateş nar kaldı
Ne yana bakarsam sevimsiz sessiz
Neşenin yerinde figan zar kaldı
Kanadımı kırdı felek uçamam
Tatlı suyum zehir oldu içemem
Sırdaşım yok sırlarımı açamam
Bahçem viran derlenecek bar kaldı
İşlemiyor tarla toprağım taşım
Yoktur ocağımda pişiren aşım
Her köşesi oldu artık gözyaşım
Ne ana ne baba ne de yar kaldı
Her yan viran oldu çiçeğim gülüm
Kederden ağzımda pişiyor dilim
Yıktı Rahmani’yi ayrılık ölüm
Ziyarete ancak bir mezar kaldı
…………………………………..
Kuçenli Rahmani-2-
……………………………………..
1925 yılında Artvin İli’nin, Şavşat ilçesi’nın Kuçen (şimdiki adı Kocabey) köyünde doğdu. Asıl adı Abdullah Aslan’dır. Aşıklık geleneğinin yaygın olarak yaşandığı bir aileden gelmektedir. Dedesi Aşık Recai’dir. Şiire ve aşıklık geleneğine küçük yaşlarda ilgi duymaya başladı.
İlkokulu köyünde ve Şavşat’ta okudu. Ortaokulu Ardahan’da, liseyi Kars’ta tamamladı. Daha sonra Erzurum Öğretmen Okulunu bitirerek 1981 yılına dek çeşitli yerlerde öğretmenlik yaptı.
İlkokul son sınıfta verilen ödevi şiir olarak yapan Rahmani, öğretmeninin övgüsüyle iyice şiir yazmaya yöneldi. İlkokulu bitirdiği yıllarda aşık olduğu kızın başkasıyla evlendirilmesi de şiirle yoğunlaşmasına ayrı bir neden oldu.
Köyüne gelip giden aşıkları dinleyerek bilgisini pekiştirdi. Şiirlerinde hemen her konuyu işleyen Rahmani, bu mahlası şiire başladığı ilk yıllardan itibaren kullanmaktadır.
Rahmani’nin yaşamı ve şiirlerine ilişkin bir araştırma, Hayrettin Tokdemir tarafından »Kocabeyli Rahmani« (1998) adıyla yayımlandı.
Ayrıca Artvin’in Yukarı Hod (şimdiki Yukarı Maden) köyünden bir Rahmani (1865-1915) ve asıl adı Ali Çırçır olan Erzurumlu bir Rahmani (1942-1993) daha bulunmaktadır.
KAYNAK:© BeKa Sitesi
……………………………………………………………………………………………………………………………….
)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-174-)(-)(-)(
Şu deli gönüle sözüm geçmiyor
Ne sevgili kaldı ne de yar kaldı
Güllerim kurudu artık açmıyor
Bülbülümden bana ah-ı zar kaldı
Günden güne duygularım eriye
Saçlarımda beyazlarım yarıya
Gönül kalasi’nden baktım geriye
Yıkılmak üzere bir tek sur kaldı
Üzülsen ne olur bakıpta düne
Lanetler okurum gördüğüm güne
Gidiş sebebini demedi bana
Bu yüzden ayrılık büyük sır kaldı
Başa yağar oldu boran tipisi
Mezatlara düştü aşkın tapusu
Daha açılır mı gönül kapısı
İçinde yaralar viran yer kaldı
Bitmek bilmiyor ki sana merağım
Belli artık benim en son durağım
Geçmişle avunur deli yüreğim
Senli anılarım bana kâr kaldı
Boranda tipide kalıp don dedim
Acılarla gelsin sana son dedim
Sen beni yaktın ya sen de yan dedim
Benden senin için intizar kaldı
Lüzumsuz nedir bu çektiğin çile
Sevdin bir zalimi güldürdün ele
Alıp mızrabını vur sen şu tele
Meydana kurulmuş bir de dâr kaldı
Sadık dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
5.0
100% (12)