2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
955
Okunma

vakit yine gece yarısını çoktan geçti
bu umutlarımın katili şehirde
birazdan sabah olacak
ışıksız
karanlık
şefkatsiz
vefasız bir hayatın selası’ nda
bir kez daha
musallasız katledilmiş bir bedenin
sana hasret ruhuna çağrısı okunacak
uykusuzum yine
bak işte kan çanağı gözlerim
hayaline dalmışım soluk gölgelerde
yine gülümsüyor yüzün
solgun bir gül var sanki gözlerinde
kanatıyor gözlerimi göz yaşları
her yerim de gece yanıkları
her yanım düş kırıkları
şimdi gelsem yanına ve desem ki sana
seni seviyorum
bu neyi değiştirecek ki
zaten biliyorsun
sorun da zaten bu değil di
yazık edilmiş ne çok sevdalar var dı
onlardan biriydi işte bizimkisi
ayrıldık işte
kaybettik birbirimizi
sevmiştim seni
benim için yaşamın anlamıydın
anlamsız bütün rüzgarlarla
hep savrulmuştum oradan oraya
bir tutunabildiğim sendin
senin sesin
nefesin
yaşatabilir di beni
oysa ki ne çok zamandır
seni görmeden bilmeden önce
daha, sen hiç yok iken hayatımda
ölümün soğuk rüzğarları çoktan esmişti ruhumda
bütün hüzünlü şarkılarımsın sen benim
biliyorsun
her gecenin sabahında
dinlemekten hiç bıkmadığım her sela da
beni çağırmakta
musalasız bedenim
haydi gülüm, gel tut ellerimi
götür beni
artık yoruldum
üşüyorum
bak, buz gibi soğuk ellerim
en kanayan yerinden
öp yüreğimi
sımsıcacık ellerinle ısıt
ve sar ruhuma
sabahın beyaz kefenini
Mert YIGITCAN
10 mayıs 2011 / istanbul
5.0
100% (1)