Geçen senin çok sevdiğin,
Menemeni pişirdim tek başıma.
Yağı her zamanki gibi çok kaçırdım,
Sen olsan yemem derdin,
Sonra şaka yaptım der sarılırdın boynuma.
Biberleri çok ince doğradım,
Soğan atmadım talimatınla,
Bahçe domateslerinden 3 tane doğrayıp tavaya döktüm,
Sen olsan yine kızardın,
Domatesin kabuklarını yemem derdin.
Yumurtayı senin gibi çırpmadım kasede,
Üstüne kırdım 3 yumurtayı usulce
Ve tavaya düşen kabukları aldım elimle.
Azcık pul biber,kimyon ve karabiberle,
Lezzetini katladım her zamanki gibi.
Tuzu en son koydum ve de kaşığa döktüm ilkin.
Tahta kaşıkla tuzu serpip,ucundan kaşıkla ekmeğe koydum.
İlk lokmayı hep kendin yerdin,
Ama ikinci de olsa elinden yedirirdin.
Seni ben böyle severdim,sen de beni.

Ekmeği bölerdin ikimize,
Demli bir çay koyardın bardağıma,
Sımsıcak olurdu içim gülüşün gibi,
Otlu peyniri dilimlemeden koyardın tabağa,
Zeytinlerde yüzerdi zeytin yağında,
Ve üzerinde azcık kekik.

Şarkılarını dinlerdik klasiklerin,
Sen bana yeterdin ben de sana.

Öyle bir anda gittin ki sevgilim;
Ekmeğim küflendi poşetinde,
Bir parça otlu peynir kokuttu buzdolabını,
Tava yandı ocağın üstünde,
Tüp bitti;ama telefon açamadım tüpçüye,
Çaydanlık kireç tuttu,
Son içtiğin bardakta,
Dudağının izi kalmıştı.
Onu yanımdan ayırmıyorum.

En son kaydettiğimiz videoyu bin kez izledim.
Resimlerini bantladım duvarlara.
Biliyorum artık istesen de gelemezsin,
Nafile ki garip aldanır kalan eşyalarında,
Her hareketini hayal eder dururum,
Gündüzleri rüyalarda yaşar oldum,

Biliyorum;
Beni bekliyorsun meleğim,
Ümit ülkesinde,
O sevinç çemberinde,
Her an beni gözlüyorsun.
Belki daha erken ama;
Yakında bende geliyorum.