19
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
2133
Okunma

"dokunma bana mutluluk,
fukara bir şehir gibiyim bugün
usulca terkedesim var yaklaşan yalancı mevsimi.."
içimde asil bir serinlik sanki, son yağdırdığın kar
belli etmeden üşüyorum
ve
dizginleri boşalmak üzere kısrak sözcüklerimin
yemin billah ediyorlar sabahın üzerine
bir daha geldiğinde
dövme kapılarımı diye
bilir misin giderken
koşulsuz
ela bir retinaya esir bıraktın gözlerimi
son bir onuru kırık elvedam kaldı dilimde tutsak
pulsuz mektup zarflarında saklıyorum itiraflarımı
gönlüne ipotek bir borçluyum
ve
artık anladım
ne sevdim
ne de sevmedim seni
İçine kapandı kelimelerim
yosma bir darağacı tebesümünde
sevdamın yarısı bile acıtmıyor canımı
peygamber çiçekleri açmaz
turnalar erken süzülür oldu maviliklere
yalpalayan vuslat zamanlarında
dökülen tesbih tanelerini biriktirmek
ne demek
bilirmiydin ?
işte öyleyim
kadın’ım..çingeneyim aşkımın üryanlığında
çigan müzikleri ağlatmaz onurumu
serseri bir düş gibi gelir geçersin gözlerimden
ölü güvercinler gömerim yokluğuna
fırlatıp atarım kendimi
kuru bir ardıç dalına
arsız bir ardıç kuşu gibi
herşeyi unuturum da
ah ya o dudaklar..
sorgulama artık beni,
sorgulama
kutsama ayın gözlerini
ay ki
senden daha masum
ve daha gerçek
olanca aydınlığında
Çiğdem Parlayüksel
5.0
100% (26)