7
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1767
Okunma

Oyuncak hırsızlarına kefenler biçiyorum
Yalın avaz
Kavruk düş…
Yeryüzü hikâyesinde gül çocuk
Tıka basa kan ağlıyor köklerine
Nazenin umutları hıçkırıklı şeceresine…
Zaferlerin kabaran dalgalarında boğulurken düşleri
Arza kanatlanıyordu gülücükleri
Yarım ağız öğrenirken direnmeyi
Öç alıyordu o minicik adımlar
Uzak duran hayattan…
Bir ihtimal sendeliyor gözleri yarının gülüşen tenhalığına
Gölgesini lâl diliyle eğirip
Beli bükük yarınlara umutlar giydirecekti oysa
Biraz nan
Biraz sancıdan
Daha çok susarak avunacağından…
Mağlup göçlerine
Derin uçurumlar çöreklenince
Solgun yamaçlarında yiter gölgesi
Vakti şafak
Üryan kızılı
Tarlada göbeği kesilirken
Bir boğum taşla…
Nabzı bir umut tetiklese de
Bilekleri zayıf düşlerin …
Tütün kokulu sabahlarında
Tutamadan babanın parmaklarını
Gözü yaşlı bir kente çıplak ayak yürüdü
Öyle şaşkın
Öyle perdesiz bir sesle kendi gazeline d/ağlanırken ciğeri
Pepuk kuşu misali
Kırık kanatlarıyla gökyüzüne düşlerini yaslıyordu masumane niyeti…
Alnında kavram teri
Dudağında mor ayaz
Sütdişlerini arıyordu mem u zin masalında…
Susarak büyüyordu gül çocuk
Sabun kokulu saçlarına dokunmazken anasının elleri
Koca kentlerin kalabalığıydı gurbetin çığlığı
Kendine dargın zeytin gözleriyle
Külli sarı kaderine fısıldıyordu
abla!
mendil abla ,ekmek parası”
Ey felek!
Avuçları süt kokan bebelerin suretinden çek o karanlık naaşını
Yakana yapışacak kaç lanetli el var farkında mısın?
Bir ışık ver uçurtmalara
Bırak sevinsin bebeler anadiliyle
Bırak bir avuç dua erişsin gök maviye
Tuz yanığı düşlere uçuşsun bin bir masal
Bırak hücrelerinde dolaşsın al kanı yasal….
Ve çatlayan dudaklarına dokunsun ana elinden
Bir yamaç umut
Sıcacık aş…