14
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1906
Okunma

/ben renklerden siyahı seçtim
şehrimin ismi gibi kara’yı sevdim
Ankara’yı sevdim bir de
mavi bir denizinin olmaması neyi değiştirir?
ben kara’yı sevdim, Ankara’yı
renklerden siyahı sevdim
şehrimin yazgısı gibi kara’yı/
geçmişimiz bile nasıl da benziyordu
kapkara bir is vardı mazimizde
benim günlerim, onun adı karaydı
memurlar akşam üstleri kurşun gibi yağardı caddelere
trafikte kaybolurken insanlar, hüzün bulaşırdı şehrime
terk edilmiş gibi canı acırdı, fazla mesailerin özlemiyle yanarken
gece evlere dolardı kalabalıklar
şehrim yalnız, şehrim ıssız, şehrim siyah kalırdı
sayıklamalarım, sanrılarım, sararmış kitaplarım
ve en çok sarıldığım şehrim, sarmalardı yalnızlığımı
okunmamış bir şiir gibi sakindi
sokakları huzura çağırırdı adımlarımı
bazen ıslaktı ama hiç nemli olmazdı bakışları
rutubet kokmazdı sergüzeştinin sancısı
daha demlenmemişti uzak iklim kaygıları
Sakarya’dan içki ve türkü sesleri eserdi saçlarıma
mini etekli orospular bakış atardı hınzırca, meraklı oğlanlara
benimse çiçekçilere takılırdı gözlerim
sardunya yetiştiren insanlar
neden sonra böyle hasret kalmıştı nergislere
karaydı benim şehrim, an kadar kara
eskimeyen fasıllarda ve taş plaklarda yaşayan
hala ülkemin kalbiydi, başka kentim / başkentim
kimseye aldırmazken başımızda esen kavak yelleriyle
avare günlerimizde öylesine rahat, öylesine acemi
ve kuşlar avlularda darıya üşüşürdü aç bir iştahla
Kocatepe’nin surlarında meydan okurken hayata
hiç kızmazdı, sitemlerime aldırmazdı vakur heybeti
hiç şaşırtmazdı akla ziyan aklımı, acıları mütebessimdi
ay çöreği kokardı yedinci cadde
bahçeli-evler bir rüyaya sürüklerdi zihnimi
mabel sakızı aldığım pastane kayıp ve kaygılı bugünlerde
gençliğimin geçtiği geçmiş günler, yitik, silik…
ben renklerden karayı sevdim en çok
bir de adı kara, kalbi yangın, umudu yorgun, puslu şehrimi
gitmek istemiyorum, azat etmeyin sakın beni
ah Ankara, adı kara şehrim, geçmişim….
fulya/nisan2011