Gece gözlerine kurban olduğum,
Seni gören , söze hacet duymuyor.
Aynı kelimelerle yürüyorum bir mayın tarlasında.
Gülleri kanatıyorum,
Gülleri yakıyorum sensizliğin ayazında.
sazımın bam teline düşerken sesin,
Kara düzenden alamıyorum kendimi.
Notaya bağlı kalsam, iki mısra çıkaramıyorum senden ,
bir yudum , evet bir yudum su içsem seni aklımdan çıkarıp,
Genzim yanıyor, damla geçmiyor, Sular bana küsüyor senden habersiz.

Bir nefeslik değil midir hayat dediğin.
O nefeste bir yığın imtihan dolu.
Seni hangi kefesine koysam terazinin ?
Hangi birim seni sıfır"a sayar ?
Az şaşırdığım zamanlarım olduğu vakit,
senden def-olasım geliyor.
Kimse bir anlam veremez ki halime,
Herkesin derdi kendince dert değil mi.
Sol yanım boş,
Canım sıkkın?
Hangi bıkkın benim kime küstüğümü nerden bilecek ?

Şiire veriyorum kendimi.
Sayfalar dolusu şiir.
Bir içiyorum bir içiyorum ki satırları sorma.
Otuzbeşlik keman ile, kırkbeşlik plaklar meze oluyor soframa
Gözlerim kızarıyor, benzim soluyor.
Duygular satırlarda yazıldığı gibi anlaşılmıyor.
Bir kelime, sensizliğin kancasına tutunca,
Koca bir zıpkın gibi, bir yanımdan giriyor ve çıkmıyor canı çıkasıca.
Kemiriyor, sızlatıyor, ağlatıyor vesselam.

Ey ayağına yüzüm sürdüğüm.
Benden ayrı kalmana kızıyorsam ,
Eğer sana zerre sitem ediyorsam,
Kirpiklerim iğne olup tersine uzasınlar.
Muhakkak yorulacağım yar,
Muhakkak bir yerde tutulacağım , takatim yetmeyecek.
Bu halimi birileri elbet soracak.
Korkarım dönmeyecek yüreğim, bir daha sana.
Ve sana ait ne varsa göç edecekler bir gece vakti.
Hicrete bensiz gidecekler.
Kendimde olmayışımın farkına varmadan.
Bir başka gönle hapsedecekler beni.
Ne sen kalacaksın terazi kefesinde, ne sana ait ben.
Takvim hicretten sonra var sayılacak.
O ilk günde biz olmayacağız vesselam.