9
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1365
Okunma

Şiirin üzerindeki fotoğrafa lütfen bir bakın. Babanın hüznünü ve gururunu bir arada görün. Şehit Oğlunun isminin yazılı olduğu talebayı nasılda şefkatle okşuyor. O, her sokaktan gelip geçmesinde oğlu oradaymış gibi tabelaya tebessüm ederken, sokak tozu ile kirlenmiş tabelayı silip temizlerken sanki, oğlunun yüzünü okşar gibi...
Bu resim beni çok ağlattı. Bunun için de özellikle bu şiire bu resmi koydum. Nur içinde yatsın şehidimiz.
Sen gece yatağında yatıp uyku uyurken
Dışarıda neler olur, şöyle hiç düşündün mü?
Mazlumlar, çaresizler zalime yem olurken
Engel olan biri var, şöyle hiç düşündün mü?
Yan gelip yatar iken evinde, ocağında
Neler olur bilmezsin karanlık sokağında
Terk edilmiş yavru var, ağlıyor kucağında
Bu şefkatli kol kimin, şöyle hiç düşündün mü?
Sıcak soba başında, terlerken buram, buram
Yağan karın altında, kimdir bu duran adam
Tetik çeken ellerin yaralarını saran
Merhametli yüreği şöyle hiç düşündün mü?
Birazcık esse rüzgâr, kapatırsın camını
Başın ağrısa hemen, yutuyorsun hapını
Her gelip geçmesinde açık duran kapını
Koruyan kimdir diye şöyle hiç düşündün mü?
Seyredersin âlemi, hep camın arkasında
Sıcak sohbet edersin, ailen, efradınla
Sen yaşayıp giderken, mutlu, ağız tadıyla
Bu huzuru vereni, şöyle hiç düşündün mü?
Ve sonra derin uyku, mışıl, mışıl uyurken
Pusuda satılmışlar ona kurşun sıkarken
Evinde yavruları dört göz ile beklerken
Şehit olan, Bayrak olan POLİS’ i şöyle hiç düşündün mü?
Aziz Şehitlerimize Saygıyla...
Birecik, 16 Nisan 1998
Yüksel Erentürk YILMAZ
5.0
100% (1)