5
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2370
Okunma
1
Önce kar kalkacak şehrinden
sonra ben;
fırtına çekecek elini saçlarından
çekilecek seher yeli
bozulacak tan yunağındaki keyfin
yağmursuz kalacaksın
sağanakları özleyeceksin ardımdan,
bir çisentiye soyunacaksın sokaklarda
boşuna bekleyeceksin sihirli alkımı
bakışlarını kimse almayacak
gözünde kalacak hevesin.
Sözünde kalacak aşk
yaşamayacak başka yürekte
susacak dinlediğim sesin
yıkılacak kalbin “ki etrafında dönerdim”
dudakların çiylenmeyecek artık
rüzgârları da alıp gideceğim senden
ölü bir iklim bırakarak.
Yaprak kımıldamayacak benden sonra
ölecek canlandırdığımız düşler
ve sevdiğin çiçekler,
sevdanın cefasını çekeceksin gayrı
gözlerin müjdelemeyecek beni en güzel yerine
buğulanmayacak beklediğin cam
serçe parmağından dökülmeyecek ismim.
Ve kırılacak şehvetin;
kimse uçuramayacak seni gökteki asma bahçelere
sevmenin sefasını süremeyeceksin bensiz
bulutları da götüreceğim giderken
geceleri de,
biliyorum su perisi
sevmezsin yağmursuz yerde sevmeyi
utanırsın
sevişemezsin şehrin üstü açıkken!
Unuttun mu?
Issız göle benzerdi akşamlar
suya bürünürdün
suda görünürdün
berrak
ve bir içim;
bulut olurdum sana büklüm büklüm
süzülürdü ellerim bedeninde bir çift suna gibi
yağmura dönerdim yüreğinin yöresinde
damla damla öperdim
öptükçe dalgalanırdı tenin,
nilüferlerin sırılsıklam
sıyrılırdı sudan iki gonca
iki bahar çiçeği,
yoldan çıkardı rüzgâr
günahla ererdi kar
vebali binerdi omuzlarıma aşıklarının;
diz çökerdim
dil dökerdim sana,
dilberim
su perim
ayıptır ört memelerini!
2
Rengi solmuş serpantin gibiyim şimdi
benimle süslenmez artık gönül eğlenceleri
sarıldım kendi üzerime
bedenimde yarı canla savruluyorum yollarda;
aramızda aşk davası var kalbimle
izimi sürüyor nereye gitsem
sevdanın töresiymiş intikam
her sabah sapağında bir ben ayrılıyor benden,
bir ben daha bırakıyor beni yarı yolda
her adımda ayrılığın tasasına düşüyorum
düş kaybediyorum durmadan;
hasret yasasına uygun yaşıyorum
durgun
ve suskun,
unuttum sevgili sözleri
yenildim ayrılığın kanlı kavgasında
sensizlikle sensiz savaşamıyorum.
Ne zaman aklıma vursan atıyorum kendimi sahile,
deniz kenarında
tam sınırında yürüyorum
kırık dalgalarda
avuçlarımdaki suda görüyorum seni
yüzüme değiyor yüzün.
3
Yaşlı adamın bakışlarındaki sızıdan bildim bizden biri olduğunu
kadının dağınık saçlarından anladım başında rüzgâr taşıdığını
anlaşılan herkes ustasından kaçmış
benim gibi yarım bırakmış gönül işini;
her yalnızın kuraklığa hapsettiği bir su perisi varmış meğer
eğer toplamışlarsa bulutları da gelirken
sevdiklerinden almışlarsa yağmurları
işte o zaman değişecek demektir buralarda mevsim
öyle parçalı bulutlu değil
tam bozacak meyhanelerin havası.
4
Yenilmişler hilesini bilmedikleri gönül oyununda
her akşam diziliyorlar sahilde bozuk serpantinler
oltalarının ucuna takmışlar yüreklerini
sallıyorlar
bir o yana
bir bu yana;
özlemişler su perilerini
soluklarını kesmiş ayrılık
cana can istiyor aşk
korku vurmuş soluk yüzlerine
parçalanmış gözleri.
Be adam!
Avare bir kalp taşıyorsan yanık bağrında
garip yollarda divaneysen şimdi
sözünü tutamamışsan
unutamamışsan sevdiğini;
yani can evinden çıkartamıyorsan acının ruhunu
kıyamıyorsan anılarına
atamıyorsan suya
bari dokunma denize
bozma derin huzuru
balıkların suçu ne!
Ö.N
5.0
100% (6)