7
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1393
Okunma

tebessümü
berr-ak mı ak
naif elma çiçeği
pare pare yekta
ay sürgün
şairim
şahidim
şehriyar…
kızıl saçlarında uçuşur
parıltılı hüzünler
çeşmi siyah
gök ki lal mi lal
mavi gözlü seyyah
siyah kederli şahmeran
ve yine
aşk aşk aşk
ille de aşk!
ısırganotu ağlar
kalbim gece kuşu
baykuşlarla kapışır
şiirimin kanadı
hıçkırıklı sandukam
oyalı yazma ellerim
naftalin kokulu bohça
öbek öbek birikmiş
gece dediğin elbet
yıldızlı olmalı gökyüzü
kocaman gözleriyle
iç çekip aniden
iri iri bakmalı çocuk!
kaygısız güleç
saçmalamalı bazen
insan en çok umut
ve hep umut
sürgüne gönderirken sevdiğini
bağrına basar bazen
kendine atfeder en çok
yerin diplerini
ve yine en çok
aşk aşk aşk
diye!
tabutuna çekilirken gözleri
insandır bu en çok
biraz zambak
biraz düş
bir/az
ateş
bir/az
su
düş çemberi işte hepsi bu!
ve o;
’uçurumları severdi en çok, bu yüzden kanatları olmalıydı’
olmadı....
fulya/şubat2011