1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2043
Okunma

Nereden geldi bilemiyorum birgün elime bir CD geçti. Açıp baktığımda şu anda ismini tam hatırlamadığım bir sözlükle karşılaştım. Sözlüğü karıştırırken bazı kelimeler ve anlamları dikkatimi çekti derken bir kenara küçük notlar aldım.
Sonra bu kelimeler ile bir şiir yazmak aklımdan geçti. Oturdum okumakta olduğunuz Şeb-i Fırkat ( Ayrılık Gecesi ) isimli şiiri yazdım. İlk defa böyle bir deneme yaptım. Bilmem beğendiniz mi?
Takdir siz değerli okuyucularımın.
Yağmakta yağmur, lakin zemin suya hasret
Cem etmekte tüm mahlûkat zahire-i ahiret
Servet-i akıl sahibi aldırmaz sarayına, yebâbına
Gamı şebihdir gülistandaki ol şeb-hân’ a
Bugün Şeb-i fıkrat, serim berzah-ı bela içinde
Aklım âlem-i berzahta, lakin ben serabistan içinde
Hicabından kızardı çemendeki gül-i ter, gül-i rana
Halvette bir ehli dil aradım doğduğumdan bu yana
Gül-i gülizar ile vedalaşmaktayken aşiyanı harap bülbül
Çeşm-i giryan içinde bu şeb-i fırkata tanık sümbül
Değil! Şeb-i arus, çemende temaşa ettiğin nedir?
Senin için gülistan, bülbül için yebab-ı hanedir.
Geçilir nice akabe, sevgili uğruna yılmadan
Şahikalar aşılır, çöller geçilir usanmadan…
Ereğli 14 Mayıs 2004
Yüksel Erentürk YILMAZ
SÖZLÜK
Zahire-i ahiret: Ahiret hazırlığı.
Yebab: Yıkık, viran
Cem etmek: Toplamak, biriktirmek.
Gam-ı Şebih: Gama, keder benzeyen.
Şebhan: Gece öten bir cins bülbül.
Şeb-i fırkat: Ayrılık gecesi
Berzah-ı bela: İçinden çıkılmayan dert, felaket
Geçm-i giryan: Aylayan göz
Berzah-ı Âlem: İki Âlem arası, kabir, mezar, perde
Serabistan: Serap görünen yer, Mecazi: Dünya hayatı
Gül-i ter: Taze gül
Gül-i rana: Güz gülü
Halvet: Yalnız kalma, tenha yer
Gül-i gülizar: Gül bahçesinin gülü,
Aşiyan-ı harap: Yıkık yuva,
Şeb-i arus: Düğün gecesi
Akabe: Yokuş, tehlikeli geçit.
Şahika: Doruk, zirve
5.0
100% (1)