Okuduğunuz
şiir
7.8.2007 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
mabet ağacı
kıçları bisiklet selesi falan görmemiş rüyalarında belki./ fakat pabuçlarının tabanını pedal çevirirken değil taşlı/ tozlu/ sarp/ tamam da niye harp?/ köy yollarında sırtında su bidonu taşırken lime lime epritmiş
ve bir ananın süngeri tam ortasından büzüp de öyle verdiği bez bebeğin düğmeden gözlerini/ daha parmaklarıyla oyacak kadar doymamış dili cevizli lokum tadına oldukça yaban ve muhtemelen aynı dil hamburger sözcüğüne hiçbir vakit dönmeyecek ama öldürmeseydiniz gözlerinin içi gülecek gülecek... ve gülecek... ve nice yollara gidip nice yollardan geri dönecek o aç çocukları toprağa sererken siz;
içimizde kaç çocuk başını mısralarımızdan sarkıtıp öç gözlerini şiirlerimize gömdü bilemezdiniz!
biz şairiz; biriktirmeyi severiz. his biriktiririz aşk biriktirdiğimiz gibi leş... leş biriktirdiğimiz gibi ölü çocuk gözlerinden tek tek güç biriktirmeyi de biliriz.
ey gülücüğü gözünün çukurunda donmuş çocuklar size söz!
gün gelecek/ yüzünü güne dönmemiş düşlerinizden tarihin tam göbeğine yeşil gözlü çocuk sözlü şen gülüşlü dev bir mabet ağacı dikeceğiz ve belleğimizde hep ak kalan ellerinizi dallarına yaprak yaprak iğneleyeceğiz sonra gürbüz sonra terli sonra... tarih dersi pek pek iyi bir çocuk gölgenize gövdenize ve üç yüz yıllık ömrünüze karne armağanı parlak bir bisiklet getirip dayayacak/ rengi;
size uzanan eller kadar kan kuyusu hırs koyusu tin sızısı bir kırmızı.
JD
Mabet ağacı (Ginkgo biloba), günümüzde varlığını sürdüren hiçbir yakın türü veya benzeri bulunmayan, tamamıyla kendine özgü bir ağaçtır. Üç yüz yıl yaşayabilir. Tohumu pis kokar. Ve fakat pek çok hastalığa şifa olduğu bilinir.
Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
biz şairiz; biriktirmeyi severiz. his biriktiririz aşk biriktirdiğimiz gibi leş... leş biriktirdiğimiz gibi ölü çocuk gözlerinden tek tek güç biriktirmeyi de biliriz.
Bu çocukların istedikleri çok şey değil aslında... Şiddetden arındırılmış topraklar, Kaybolmayan evlatlar, Açlıktan ölmeyen çocuklar, Beslenmeyen diktatörler, Ve yurdun her köşesinde okul, üniversite ,hastane... Yoksulluk ve cehalet kurutulmadan bu toplumda hiç bir şey düzelmez..
Gün içerisinde o kadar çok kez geldim ve gittim ki bu şiirden... İlk kez bir şiirinin altına sus yorumu bırakıyorum. Söylenecek kelimelerimin yetersizliğinden...
size uzanan eller kadar kan kuyusu hırs koyusu tin sızısı bir kırmızı.
ÇARPILDIM ve yüreğimden şu mısralar döküldü:
biz şairiz herkesi severiz yükümüz ağır olsa da dert etmeyiz acıları ve ayrılıkları...
biz şairler karınca misali habire çalışırız daha kış gelmeden yazlarımızda yağmur düşeriz gönüllere ve bir yanımız yalnızlık koksa da kimseye belli etmeyiz gözü yaşlı pınarlarımızı varsa yoksa gülümseyen gülleriz meclislerde bülbüllere bayramlar yaşatan, sümbüllere meyveler taşıyan...
biz şairiz hayal ve imgelerdeb oluşsa da beynimiz kalbimizin güzelliği, içimizin saflığı cehennem ateşini söndürecek kadar ihtişamlı ve pireye saygı gösterecek kadar alçakgönüllüyüz... MESELCİ
meselci tarafından 8/8/2007 6:17:47 PM zamanında düzenlenmiştir.
biz şairiz; biriktirmeyi severiz. his biriktiririz aşk biriktirdiğimiz gibi leş... leş biriktirdiğimiz gibi ölü çocuk gözlerinden tek tek güç biriktirmeyi de biliriz.
Sevgili Jale... An içinde yaşam, dün içinde hüzün ne çok bağlam var dizelerinde gerçeğin hüznü düşmüş sözlerine... Güne, şiire tebrik ve sevgilerimle...
sarsılarak okudum hep yazmayı istediğim şiirdi zira ama bir türlü yazamadığım zira her başlayışımda anne yüreğim dile geliyor ve beni ağlamalara boğuyordu şimdi okurken de ağlattı
sevgili şair sizi okumayı hep seviyordum ama bu kez fazla daldım şiirin içine ve o gülmeyi donduran çocuk gölzeriyle ağlıyorum şimdi böyle güzel eserlere kurdele az kalıyor sizi bütün içtenliğimle tebrik ediyorum şiiire hakkını veriyorsunuz çünkü
ÇOK İYİ BİR ŞİİR. GÜNCEL VE MAALESEF HEP GÜNCELLİĞİNİ KORUYAN BİR KONUYU, USTACA İŞLEMİŞSİNİZ. TEBRİK EDİYORUM. GÜNÜN ŞİİRİ GERÇEKTEN...
AMA SERKAN CANBOLAT'IN YORUMUNUN SON PARAGRAFINA KATILMIYORUM. SIRF SES BENZERLİĞİ OLMASIN DİYE ŞİİRİ BELLİ BAŞLI KALIPSAL KELİMELERE SIĞDIRMAK ANLAMSIZ BENCE...
"size uzanan eller kadar kan kuyusu hırs koyusu tin sızısı bir kırmızı."
NE KADAR SIRADIŞI... TİN SIZISI BİR KIRMIZI BELKİ İLK BAKIŞTA OKUNMASI ZOR GELEBİLİR AMA ÇOK GÜÇLÜ BİR İMGE...
"içimizde kaç çocuk başını mısralarımızdan sarkıtıp öç gözlerini şiirlerimize gömdü bilemezdiniz!"
ÖÇ GÖZLERİNİ... BURADA ŞAİR AÇ GÖZLERİNİ VEYA BAŞKA BİR ŞEY DİYEMEZDİ. Kİ BURDA ANLATILAN BİR HIRS VE TEPKİME... ORDAKİ ÖÇ BAŞKA TÜRLÜ ANLATILAMAZDI. HARİKA BİR İMGE. HARİKA VE SIRADIŞI. KALIPLARIN DIŞINDA... BENZER SES OLMASI, SADECE BENCE KÜÇÜK VE ÖNEMSİZ BİR NOKTA... "ÖÇ GÖZLERİNİ"N NE ANLATMAK İSTEDİĞİ DAHA ÖNEMLİ...
"ölü çocuk gözlerinden güç biriktirmeyi bilmek" derken ne anlatmak istediğinizi sorabilir miyim? şiirin bütününde çocuklara dönük iyi niyetin içinde ben pek bir yere oturtamadığım için soruyorum. Çünkü en azından beni, ölü bir çocuğun gözleri hiçbir zaman güçlendirmez aksine çaresizliğe sürükler ve bu ölümü durduramadığımdan dolayı öfkemi kendime çevirmeme neden olur; ki bu da beni güçsüz kılar düşüncesindeyim... saygılarımla...
Değerli kurul üyelerine ve şiirime yürek koyan bütün şiir dostlarıma teşekkür ediyorum ve şiirin "teröre kurban giden çocuklara isyan" duygusuyla yazıldığının altını çizmek istiyorum.
şiirinizi çok beğendim,çok güzel olmuş ama genede sanki bir şeyler eksik gibi nedir bu, tam bilmiyorum belki benim şiiir bilgisi cahiliğimdendir.Bizimle paylaştığınız için teşekkküredrim. Ben sitede yeniyim dünden beri en çok dikkatimi çeken şiirlere yapılan yorumlar o kadar çok kaılplaşmış cümleler var ki.. gönül gözünüz her daim açık olur... yüreğine sağlık taşları yerine ustaca yerleştirilmiş bir kurgu içinde vererek aslında şiir ile okuyucu arasındaki o yıkılmaz duvarı yıkmış konumda şu an. İçten söylemi, bu içtenliği hem bir şair hissiyatı ile hem de halktan biri olarak verebilmesi sonucu ortaya okuyucuyu gerçek anlamı ile vuran bir şiir çıkmış durumda. ... Dizelerde geçen kelimelerin özenle seçilmiş olmasının yanında özenle de sıralandığı görülmektedir. Bu sıralama işlemini şair, kendi özgün tarzını kurduğu kalemi ile yapmakta ve oldukça da başarılı olmaktadır.
Gün içinde nasıl kaçırdım bu dizeleri diye kızdım kendime. Dizeler öyle güçlü ki Günün şiiri olarak geldi buldu yüreğimi. ... Kutluyorum, şairi ve günün şiirini.
"biz şairiz; biriktirmeyi severiz. his biriktiririz aşk biriktirdiğimiz gibi leş... leş biriktirdiğimiz gibi ölü çocuk gözlerinden tek tek güç biriktirmeyi de biliriz."İmgelerin ,hüzünlerle dansını seyrettim...Şair yüreğinin,nelere kadir olabileceğini,bir kez daha çaktım kalemimin ucuna...Savruldum,fi tarihlerinin,el değmemiş ve mayın döşeli bozkırlarına...Asıldım kaldım,evrenin en sondaki samanyolunun tam da en ucuna...Tebrikler,kalemi ve yüreği duyarlı şaire...
"biz şairiz; biriktirmeyi severiz. his biriktiririz aşk biriktirdiğimiz gibi leş... leş biriktirdiğimiz gibi ölü çocuk gözlerinden tek tek güç biriktirmeyi de biliriz."
S i z ş a i r s i n i z. Hem ş i i r hem de ş i a r yazdıklarınız.
Şair, şiiri okuyuculara taşları yerine ustaca yerleştirilmiş bir kurgu içinde vererek aslında şiir ile okuyucu arasındaki o yıkılmaz duvarı yıkmış konumda şu an. İçten söylemi, bu içtenliği hem bir şair hissiyatı ile hem de halktan biri olarak verebilmesi sonucu ortaya okuyucuyu gerçek anlamı ile vuran bir şiir çıkmış durumda.
Dizelerde geçen kelimelerin özenle seçilmiş olmasının yanında özenle de sıralandığı görülmektedir. Bu sıralama işlemini şair, kendi özgün tarzını kurduğu kalemi ile yapmakta ve oldukça da başarılı olmaktadır. Örnek vermek gerekirse:
‘kıçları bisiklet selesi falan görmemiş rüyalarında belki./ fakat’
‘.’ ve ‘/’ işaretlerinin birlikte kullanımı dışardan bakan biri için olumsuz bir hava yaratsa da şiirin içine girildiğinde ne kadar yerinde bir tercih olduğunu görecektir. ‘rüyalarında belki’ dedikten sonra ‘fakat’ı eklemesi şairin ve bunu alttaki satır ile bağlaması sonucu birlikte kullanım gerekli hale gelmiştir. ‘.’ ile iki cümle arasında olması gereken es yakalanmış, bunun yanında ‘/’ ile ‘fakat’ı alttaki dizeye bağlayarak kurgunun duru akışına zemin hazırlamış olmaktadır.
‘… taşlı/ tozlu/ sarp/ tamam da niye harp?/ köy yollarında …’
‘tamam da niye harp?’ Araya sıkıştırmış olduğu isyan yüklü kelime grubu ile okuyucu sarsma görevini de yerine getirmiş oluyor şair.
‘… aşk biriktirdiğimiz gibi leş... leş biriktirdiğimiz gibi ölü çocuk gözlerinden tek tek güç biriktirmeyi de biliriz.’
Burada kullanılan dil, özgünlüğünü yansıtmaktadır şairin. Aşktan leşe geçiş yaparken hemen ardından ölü çocuk gözlerinden güç biriktirmeyi ani bir manevra ile bizlere sunduğu bu bölüm, şiirin doruk noktası olarak nitelendirilebilir.
‘ey gülücüğü gözünün çukurunda donmuş çocuklar size söz!’
Ardından seslenmiş olduğu kalabalığın yüreklerinde yakmış olduğu meşalenin ateşini sağlama aldığından emin bir eda ile söylemine devam etmekte şair. Sonrasında;
‘gün gelecek/ yüzünü güne dönmemiş düşlerinizden tarihin tam göbeğine yeşil gözlü çocuk sözlü şen gülüşlü dev bir mabet ağacı dikeceğiz ve belleğimizde hep ak kalan ellerinizi dallarına yaprak yaprak iğneleyeceğiz sonra gürbüz sonra terli sonra... tarih dersi pek pek iyi bir çocuk gölgenize gövdenize ve üç yüz yıllık ömrünüze karne armağanı parlak bir bisiklet getirip dayayacak/ rengi;
size uzanan eller kadar kan kuyusu hırs koyusu tin sızısı bir kırmızı.’
bir solukluk çocuk olma anı. Eş zamanlı. Kalabalığa seslenirken bir yanda büyük insan kimliğinin vermiş olduğu dinginlik, diğer yanda çocuk kimliğinin vermiş olduğu coşku…
‘… parlak bir bisiklet getirip dayayacak/ rengi;’
Bu dizenin güzelliği ise bölümün sonundaki bir kelimeyi alıp bir sonraki bölüme bağlaması - ki bu bağlama işi oldukça yerinde – şiirin bölümleri arasındaki kurgunun bütünlüğüne hizmet etmektedir.
Şiirin dile getirdiği – getirmek istediği; bir özlemdir. Bir sitemdir. Bir haykırıştır. Bir sesleniştir. Kime? deme şansı yok okuyucunun… Bangır bangır bağırıyor dizeler bir çocuğun içinde kırılan hevesleri. Kim bilir belki bu çocuğun belli bir tarafı şairin kendi çocukluğundan kırıntılar taşır…
Farklı tatlar deneme fikri ile yola çıkan bir şair olan Sevgili Kyrie, istediğini elde etmiş görünüyor. Kurgunun kendini, hem şiire kabul ettirmesi hem de okuyucuya hissettirmesi; kelime dizilimlerindeki yenilikçi tavrı şairin, hitapta olması gereken yüksek coşku ve dinginliği dizelerinde yakalayabilmesi; baştan sona kadar şairin elinde olan ipler - ki en büyük özelliğidir şairliğin – şiire olan saygıyı artırmaktadır. Sevgili Kyrie gerçek anlamı ile bizleri sarstığın ve bizlere yaşattığın şiirini tebrik ederim…
Aşağıdaki dizeler, okurken zorlanılması muhtemel dizeler olarak gözüme çarptı.
‘öç gözlerini şiirlerimize gömdü bilemezdiniz!’ – ‘öç’ ve ‘göz’ kelimelerinin benzer seslere sahip olmasından kaynaklı bir durum olabilir.
‘tin sızısı bir kırmızı.’ - ‘sızısı’ kelimesinin içinde bulunan ‘s’, ‘z’ harflerinin o kelimeyi okurken dili zorlaması ve kelime içindeki ‘ı’ harfinin dizenin sonundaki ‘kırmızı’ kelimesindeki ‘ı’larla bir fazlalık yaratmasından kaynaklı bir durum olabilir.
"ey gülücüğü gözünün çukurunda donmuş çocuklar" ne güzel bir söyleyiş... şen gülüşlü çocuklar için şiire, direnmeye, hüzne, umuda, devam.. yalnız değilsiniz...
hayata hep farklı gözlerle bakmayı başarabilen nadir kişilerdensiniz...dilerim gönül gözünüz her daim açık olur... ayrıca söylemeden geçemeyeceğim bilgi birikiminize de hayran bıraktınız.... yüreğinize sağlık....ve paylaşımınız için teşekkürler...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.