birkaç kar tanesi şimdi lütfen biraz ayak sesi aklım yâr altında yüreğim har.
ve çağırın sarı saçlı kadını bu defa bana kimsin demesin
bu defa kimsin? demesin bana bunu demesin bu defa. kimsin?
bunu bir defa daha bana kimse demesin!
yarın ölmeyeceğimi
nereden biliyorlar?
JD
Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
annem ben seni koklamaya doyamadım ki... hani bebekler annelerini ten kokusundar tanır ya toprak bile alamaz onu. gitme desem gideceksin üzülme desen üzüleceğim ben senin bir tanenim sende benim. öpüyorum kokundan. sevgimle.
maxleul de sahte bir üye... atılması bir şey değil başka bir isimle tekrar gelecek yönetim öncelikle buna bir çözüm bulmalı.
kimlik onayı açıldı ben yaptırdım benim gibi bir çoğu... ve hala neden yaptırmayanlarla aynı kategorideyiz anlamak mümkün değil...
bir üye kendini saklıyorsa saklanma ihtiyacı duyuyorsa... onun amacı şiir değildir amacı şiir olmayanlarla hep şiir adına burada olanlar karşı karşıya getiriliyor... çok basit kimliğini onaylatmayan üyeler şiirlere yorum yazamasın...
denecek ki o bölüm üyeler için var zaten isteyen işaretleyebilir... o zaman bizler niye onaylattık kimliklerimizi
kusura bakma kyrie çözüm arıyorum şiirin altı her kafadan bir ses olmuş bir ses de ben olayım dedim.
susku tarafından 11/2/2008 11:07:14 PM zamanında düzenlenmiştir.
şiirlerin internete düştüğü andan itibaren kullandığım nicktir SUSKU.
kimlik onayından geçtikten sonra gene profilimde susku ( zeki çelik) demiyor o bilgi gene kullanıcı tarafından saklanabilme özelliği var... kimlik onayı sadece bulunduğunuz site ile kendi aranızda bir akit ... birbirinize karşı olan bir güvence ... doğabilecek hukuki bir süreçte sizlere kolaylıkla ulaşabilme rahatlığı
ötesi kimse kimseyi bağlamaz. benim önerim sadece kimlik onayı olmayan üyelerin şiirlere yorum yapamamaları ile ilgiliydi. dediğim gibi bu seçenek kimlik onaylı üyelere hak tanınmış ama eksik... en azından eksikte olsa bundan sonraki süreçte bu seçenekler bizleri kullandırmaya yöneltecek.. ya da en azından ben böyle davranacam.
"şair neden saklanır" bir form başlığı açılırsa uzun uzun tartışabiliriz ..
"beni katagorize etme , beni karikatürlestirme, yaftayi yapistirma, ..."
sevgili Susku,
bu, kimlik onaylatma meselesi icin yaptiginiz düsünCE aciklamalariniz bence cok agir. kesinlikle böyle. her kimligini onaylatmayan sarlatan degil ki. belki soytaridir... belki de, dürüst biridir de yine de soytari kacamaklar yapan birileri de olabilir(ler).
cözüm üretilsin tabi. ama katagorizeye dikkat. lütfen.
yukarida yazilan, ayni zamanda bu bir sarkiydi bilirsiniz, iste ben o yazilari icine alan tirnaklarla tirmalanmis selamlarimi gönderiyorum.
iki gün bir kayboldum. döndüğümde gene aynı senaryo. ben bu filmi daha önce çok gördüm, onun için ilk yorumum buna işaretti üstüne aynı anda bir de zebercet şiirine gidince tamam dedim sipariş bu
bir insan şiirle nasıl kavga edebilir... inan tıp biliminde bunun cevabı yok :) tartışmak erdemliktir, sen sevmezsin ben o tartışmadan küpümü doldurur kaçar giderim senin haberin bile olmaz ... ama kavga ne ya :) "bir insan şiirle nasıl kavga edebilir" hadi geçtim bunu -bir insan şiirle neden kavga eder-
asya'nın bir şiiri var... Tanıdık yabancı diye :)
hep aynı adres bunlar...
çözüm: dediğim gibi kolay aslında - kimliğini onaylatmayan üyelerin davranışıyla onaylı üyelerin arasında o kadar çok dağlar var ki...
iki gün nereye mi kayboldum :) işte o dağların zirvesindeydim... inan doğa o kadar saf o kadar duru ki... trekking yaperken ben yoruldum doğa yorulmadı :)
Sağol sevgili Zeki, elbette olacaksın. Teşekkür ederim. Çok üzüldüm dün, keşke bütün bu asılsız saldırıların bu sahte kimliklerle gelip şiir altlarında ahkam kesmelerin teknik birkaç düzenlemeyle önü alınabilse.. Keşke..
şiirlerin internete düştüğü andan itibaren kullandığım nicktir SUSKU.
kimlik onayından geçtikten sonra gene profilimde susku ( zeki çelik) demiyor o bilgi gene kullanıcı tarafından saklanabilme özelliği var... kimlik onayı sadece bulunduğunuz site ile kendi aranızda bir akit ... birbirinize karşı olan bir güvence ... doğabilecek hukuki bir süreçte sizlere kolaylıkla ulaşabilme rahatlığı
ötesi kimse kimseyi bağlamaz. benim önerim sadece kimlik onayı olmayan üyelerin şiirlere yorum yapamamaları ile ilgiliydi. dediğim gibi bu seçenek kimlik onaylı üyelere hak tanınmış ama eksik... en azından eksikte olsa bundan sonraki süreçte bu seçenekler bizleri kullandırmaya yöneltecek.. ya da en azından ben böyle davranacam.
"şair neden saklanır" bir form başlığı açılırsa uzun uzun tartışabiliriz ..
"beni katagorize etme , beni karikatürlestirme, yaftayi yapistirma, ..."
sevgili Susku,
bu, kimlik onaylatma meselesi icin yaptiginiz düsünCE aciklamalariniz bence cok agir. kesinlikle böyle. her kimligini onaylatmayan sarlatan degil ki. belki soytaridir... belki de, dürüst biridir de yine de soytari kacamaklar yapan birileri de olabilir(ler).
cözüm üretilsin tabi. ama katagorizeye dikkat. lütfen.
yukarida yazilan, ayni zamanda bu bir sarkiydi bilirsiniz, iste ben o yazilari icine alan tirnaklarla tirmalanmis selamlarimi gönderiyorum.
iki gün bir kayboldum. döndüğümde gene aynı senaryo. ben bu filmi daha önce çok gördüm, onun için ilk yorumum buna işaretti üstüne aynı anda bir de zebercet şiirine gidince tamam dedim sipariş bu
bir insan şiirle nasıl kavga edebilir... inan tıp biliminde bunun cevabı yok :) tartışmak erdemliktir, sen sevmezsin ben o tartışmadan küpümü doldurur kaçar giderim senin haberin bile olmaz ... ama kavga ne ya :) "bir insan şiirle nasıl kavga edebilir" hadi geçtim bunu -bir insan şiirle neden kavga eder-
asya'nın bir şiiri var... Tanıdık yabancı diye :)
hep aynı adres bunlar...
çözüm: dediğim gibi kolay aslında - kimliğini onaylatmayan üyelerin davranışıyla onaylı üyelerin arasında o kadar çok dağlar var ki...
iki gün nereye mi kayboldum :) işte o dağların zirvesindeydim... inan doğa o kadar saf o kadar duru ki... trekking yaperken ben yoruldum doğa yorulmadı :)
Sağol sevgili Zeki, elbette olacaksın. Teşekkür ederim. Çok üzüldüm dün, keşke bütün bu asılsız saldırıların bu sahte kimliklerle gelip şiir altlarında ahkam kesmelerin teknik birkaç düzenlemeyle önü alınabilse.. Keşke..
Diyalektik bir intihar biçimi.. Hatta hayatı ciddiye almayan biri için groteks bir intihar biçimi. Grotek dediğim için şiirin komik olduğunu söylediğim düşünülmesin lütfen. Duygular bazen o kadar çekilmez bir hal elır ki ancak bunu ya bir intiharla anlamlandırırsınız ya da komediyle.. İlahi komedya ve trajedyanın iç içe olması gibi bir şey..
Gördüğüm manzara hiç de iç açıcı değil. Tüm bu olanlardan sonra bu yazacaklarım ne kadar etkili olur o da önemli değil. Fakat söylemek istediklerim var. İçilen kahvelerin hatırına... Artık kalmadığına inanılıyorsa da ve bana bu inandırılsa da... Küllükte odayı dolduran pis bir kokuya sebep izmaritlerden dolayı…
Kyrie'yi tanırım. Şiir yazar. Deliler gibi. Şiir onu savurdukça savurur bir kıyıdan diğerine. En mükemmelini bulana kadar uğraşır durur.
Kyrie’yi tanırım. Okur. Deliler gibi. Okuduğu ve beğendiği her roman, öykü, şiir savurur onu bir kıyıdan diğerine.
Kyrie’yi tanırım. Film izler, sinemaya gider. Ve gördüğü her film ona başka dünyaların kapısını aralarken savrulur bir kıyıdan diğerine.
Kyrie’yi tanırım. Müzik dinler ve bir Mozart delisidir. Her notada savrulur bir kıyıdan diğerine.
Kyrie’yi tanırım. Hayatın içindedir bir şekilde ve her daim.
Ama ben bir de Jale Demirdöğen’i tanırım. İçlidir. Sustuğum için kırılmıştır. Bilirim. Beni gördüğünü bilirim (ne zamandır). Üzgünüm. Jale adına. Bağırmalıydım o zaman da herkes gibi “Sen de kim oluyorsun? Bu ne terbiyesizliktir. Jale asla böyle bir şey yapmaz ve yanından bile geçmez” diye. Ama sustum. Sebep? ...
Dilerim bir gün herkes Kyrie’den çok Jale Demirdöğen’i anlayabilsin.
Ve bu satırları yazan da Atticus Finch değil, atilla güler…
ama ben bu siiri daha önce okudum degil mi? okudum... bir nokta görünümlü derin kuyu bu siir. kimine iksir gibi, kimine de zehir suyu.
ve carmur meselesi, ve mükerrer feristah. sevgili Ansizin, Nufel bana bu sekilde camur atarken bana önerdiginiz cözüm farkliydi. buradaki mesele de mükerrer farkli olmus. siirden ve sairden özür dileyerek...
Hüseyin Aktaş feristah123 olarak ben bu şiire yorum yazmam
ama yorumların yergilerine katıldığımı canı gönülden rahatlıkla söylerim."
feriştah 123 kimdir, maxleul kimdir, umutmavi kimdir, neler olmaktadır, yapılmak istenen nedir, hiçbir fikrim yok, anlayamadım anlamak da istemiyorum ve fakat... bu kişilere diyorum ki; bunca yıldır emeğiyle bu yolda ilerlemeye çalışan birine ispatsız dayanaksız afaki konuşmalar ve ithamlar yaparak ciddi şekilde üzdüğünüzü ve kırdığınızı bilin...
Şiirime ilgi gösteren, yapıcı eleştiri ve gönülden yorumlarıyla katkıda bulunan herkese tek tek teşekkür ederim...
Bu sayfaya tekrar dönmemin sebebi, şairimin son duruşunu görmekti. Gördüm.
Benim bulunduğum yerden "biraz incinmiş, sarsılmış, biraz kırgın..çok az da kızgın" görünüyor resim. Gücünüz kelimelerinizde saklı. Bir susmakla, bin küstahın haddini bildirecek donanıma sahipsiniz oysa.. Tamam, peygamber de değilsiniz!
Altında JD yazan herhangi bir karalama, paçanıza yapışarak su yüzüne çıkmaya çalışan vasıfsız kişiliklere öğretidir. İzaha ne hacet..
Bu sayfaya tekrar dönmemin sebebi, şairimin son duruşunu görmekti. Gördüm.
Benim bulunduğum yerden "biraz incinmiş, sarsılmış, biraz kırgın..çok az da kızgın" görünüyor resim. Gücünüz kelimelerinizde saklı. Bir susmakla, bin küstahın haddini bildirecek donanıma sahipsiniz oysa.. Tamam, peygamber de değilsiniz!
Altında JD yazan herhangi bir karalama, paçanıza yapışarak su yüzüne çıkmaya çalışan vasıfsız kişiliklere öğretidir. İzaha ne hacet..
Sn. Ansızın aşağıdaki istihza dolu sözleri sarfeden bir üyeye müdahale ederek bazı kuralları hatırlatmanız gerekir diye düşünüyorum. İş şiire eleştiri boyutunu aştı !...
neler çıkacak bir bilsen sevgili kyrie biraz sabır yılmaz erdoğan, atilla ilhan, ahmet telli, yılmaz odabaşı neler neler sadece biraz zaman
şiirleriniz birileri övgüde bulunabilir bu çok da doğaldır sair nedenlerden dolayı
sevgili annenize saygılarımı ileterek söylüyorum onun dışında yazacak çok şeyde bulabilirsiniz... kanımca bir ara denemiştiniz olmuştu mesela çok eski şiirlerinizden birinde...
" DOST " Taşınması ağır ve bir o kadar da sorumluluk isteyen bir sıfattır. Doğal olarak da zor kazanılır. Beni şahsen tanımadığınız ve ben de sizi tanımadığım için bu sıfatınızı kabul edemeyeceğim.
Sevgili Kyrie... diye başlayıp, hırsızlıkla itham edebildiğinize göre Dost dediğiniz kişi olmak istemem.
En iyisi siz bir süre ekran başından uzaklaşın... biraz hava alıp sakinleşin ve sonra geldiğinizde yorumlarda sarfettiğiniz kelimelerin "satır aralarına" tekrar bakın. Herşey tadında güzeldir...
" DOST " Taşınması ağır ve bir o kadar da sorumluluk isteyen bir sıfattır. Doğal olarak da zor kazanılır. Beni şahsen tanımadığınız ve ben de sizi tanımadığım için bu sıfatınızı kabul edemeyeceğim.
Sevgili Kyrie... diye başlayıp, hırsızlıkla itham edebildiğinize göre Dost dediğiniz kişi olmak istemem.
En iyisi siz bir süre ekran başından uzaklaşın... biraz hava alıp sakinleşin ve sonra geldiğinizde yorumlarda sarfettiğiniz kelimelerin "satır aralarına" tekrar bakın. Herşey tadında güzeldir...
yeşil narin tazecik ve uzun kolluysa hele sarmaşıkların adetidir o.
ya gider kalın gövdeli bir kütüğe sarılır ya da görüş günü bile kilidi açılmayan parmaklıklara
tek hatan açık yeşil fazla narin ve uzun uzadıya kolların senin.
aynı ana babadan doğduk sen bankacı ben şairim üstelik gülme! bilirim.
istisnalar kaideyi bozmaz da belki bir şaibeyi bozsun yeter
hatanın diğer yarısı;
kıymet bilmeyeceği daha bebeklik ve kışlık uykusunda yorganı tepmesinden belli evladının adını sırf kadir gecesi doğdu diye kadir koyan analarda
önce kütüğüne kötülük eder sonra sarmaşıkların köküne kibrit!
ve gider ölür ve gider ölür ve ölür gider...
abla!
bak hayatın diğer yarısı sulak yerler zarif uzun yapraklı ağaç dalları koyu koyu gölgeler ve baharlar
ve baharlar ve bir paket sigara iki de temiz atlet sunan kilidi açık parmaklıklar
hem gözleri seninkiler kadar nemli topraklar da var bu coğrafyada
şimdi gece yarısı. kalk sözlerini umuda yatırıp da kollarının o çok derin o çok uzun yarasıyla mayala
bakarsın beyaz bir şey olur yarın yarın bakarsın beyaz bir şey olur bir şey beyaz olur yarın bakarsın
beyaz
bir
şey...
şimdi uyu.
yarın bakarsın!
JD
(hem kemanla mutluluğu çalmayı bile biliyor senin kızın.)
buda hatanın diğer yarısı... bu çağrışımda bana nevzat çeliği anımsattı her nedense . sevgili kyrie. ne drsiniz acaba teşekkürler arkadaş benzetim öğesini yakaldığınız için ben açmak istemiştim ancak ayıp olur diyordum demekki olmuyormuş şimdi site yönetimi bu tür esinti şiirlerinde yaptığı eylemi tekrarlarmı acaba çünkü bu şairin çoğu şiirinde bir dize esintisinden hareketle yazılmış şiirler var.. iyice bişr analizle bunlar tesbit edilebilir saygılarımla günün şiiri seçtirdim ya benden mutlusu yok
yine kendini aklama yönteminin yantıları bu şiiri yüzyıl kadar önce okumuştum... reddi inkar kişinin özünden kaynaklı ikilemdir sevgili kyrie bence kitaplardan kafanızı kaldırıp pencereden dışarı bakın bir ıhlamur ağacının yapraklarına vuran ışıktan binlerce dize üretecek kadar yeteneklisiniz ve yanlış yerlerde kullanıyorsunuz saygılarımla...
maxleul tarafından 11/1/2008 10:54:21 PM zamanında düzenlenmiştir.
kelimelerin yerlerini değiştirirek yazılan bir şiir tarzından bahsediyor anladığım... yoksa çalınan kelimelerden geğil
bu tarz denemeler uzun yıllardır var örneklemeleri bin dolu ... kaynağı fransız edebiyatıdır ... Türk edebiyatında hemen hemen herkesin bu tarz deneme şiirleri olmuştur... başka bir lezzettir.
bekleyin sevgili kyrie bekleyin birden olmaz bu işler done ister .ancak sevgili annenize saygı ve sevgilerimi ilettim bunda ne kötülük var bunu anlamadım ki bütün analr benim içn özel bir varlıktır bilinmesinde sakınca yok umarım .... bu bağlamda hiçbir anaya saygısızlık edecek kadar hayvan olmadık şükür o kadar çok şiiriniz varki sitede tek tek incelemem gerekecek biraz sabır lütfen..
Ben somut birşey bekliyorum ve gelmedi, gelmeyecek.
İstediğim kadar şiir yazarım.
İster anama ister babama ister sevgilime ister dayıma ister arkadaşıma dostuma yazarım. Size ne? Bu şiir eleştirisi midir? Bu, bir suçlamayla gelip sonra bunu ispat edememenin verdiği acz içinde bir söylemden ibaret bir saçmalık bütünüdür. Birinci itiraz, ikinci itiraz, yok yüzüncü itiraz, ne diyorsunuz kardeşim? Getirip kopyaladığınız şiirlerin benim şiirlerimle uzaktan ya da yakından ne tür bir ilgisi var?
annemin adını bir daha ağzınıza alırsanız ayrıca, bu durum mahkemede biter.
Benden bu kadar.
Haa
Saydığınız değerli şairlerden biriyle birebir örtüşen ya da çok hissettiren bir şiiri buraya taşırsanız size yine döneceğim. O zamana kadar benden bu kadar.
Sabırlı ve zarif bir kadınmışım, kendimle gurur duydum sayenizde.
yönetim gerekeni yapacak nitelikli davranacaktır umarım... neden haddimizi aşmış olalımki doğru tesbitler yaptığınız zaman illakide atılmanız mı gerekiyor... yani sizin yetke anlayışınız bumu... ben yazıyorum ve oluyor sizin tarzınızda yazan bir şair daha vaerdı fatih akça hatırlarsınız hergün döktürüyodu garibim gitti .. ahmet arifden arakla, lermontovdan yürüt harmanla şiir yap mantığındaydı ve sizde çok seviyordunuz nedense neden gitti bilmem ama biz gidersek en azından doğru söylediğimziden gideriz buda hatanın diğer yarsı sayılmaz sevgili kyrie
bence şiirde sadece sözcükler alınmaz kalıplar kurgular ters yüz edilerekde kullanılabilir sevgili kyrie ... buda hatanın diğer yarısı ne kadar itirazın ikinci şartı gibi görünsede... çağımızın en büyük şairi olmakl kolay değil ne yazıkki meyve veren ağacıda habire taşlıyorlar nedense... ve unutmadan bir şair gerçek şair kimliği taşıyan şair asla hergün şiir üretemez böyle bir kaygısıda olmaz en iyi çalışmanın en iyi veriminden doğurtur şiirini... günümüz popülizminin var olma kaygılarında şiiri tüketen şair süreç geldiğinde beslenecek malzeme bulamadığı zaman farklı yolllarada başvurabilir.... sizin bir ahmet telli yılmaz erdoğan cemal süreya hayranı olduğunuzu bilmek çok da zor değil çünkü kurgu ve kalıp açılımlarında içe bükey yansımaların alt kimliğini taşıtıyor şiirleriniz birileri övgüde bulunabilir bu çok da doğaldır sair nedenlerden dolayı ancak bu sizin şiiiri tüketmediğiniz anlamına gelmez varolma kaygısında ... ama böyle biri olmadığınızıda biliyorum yaratı kaygısı taşıyan ama efelenmenin çakır keyif kıvamında pencereden bir dışarı bakarsanız sevgili annenize saygılarımı ileterek söylüyorum onun dışında yazacak çok şeyde bulabilirsiniz... kanımca bir ara denemiştiniz olmuştu mesela çok eski şiirlerinizden birinde...
"neler çıkacak bir bilsen sevgili kyrie biraz sabır yılmaz erdoğan, atilla ilhan, ahmet telli, yılmaz odabaşı neler neler sadece biraz zaman"
ne demek bu?
gidip şiirlerle karşılaştırmalar mı yapacaksınız... yani önce küfret sonra dayanağını buluruz mu...
haddinizi aştınız...
terbiye bir şairde olması gereken tek unsurdur...
şair size sorduğunda nevzat çelik'in o şiirini getirip bu sayfaya derhal asmalı ve söyleyeceğinizi söylemeliydiniz... gerisi sizin tutarsız olduğunuzu gösterir bana...
söylediğim gibi ilgi çekmeyi başardınız kyrie üzerinden tebrik ederim...
ama bunun içinde yönetimin yapacakları olsa gerek.
çok olmadığımız kesin çok olan tarafta değiliz çok olan tarafta olmayacağız türkiye'de kürt olacağız kürtlerde ermeni ermenilerde süryani gidip almanya'da türk olacağız hollanda'da surinamlı fransa'da cezayirli iran'da azeri amerika'da zifiri zenci olacağız çoğalan zencide mutlaka kızılderili israil'de filistinli köpeğin karşısında kedi kedinin karşısında kuş olacağız kuşun karşısında börtü böcek hakemler hep karşı takımı tutacak ve biz hep yedi kişiyle tamamlayacağız maçı çiçeklerden kamelya olacağız az kolumuzun tarafında solda olacağız bu itirazın ilk şartı solda da az olacağız devrimi çoğaltırken çünkü bir başka devrime hızla azalacağız
Şairin 'merhababenasya! adlı üyeye verdiği cevapta esintili şiirler hakkındaki hassasiyetine şahit olup hâlâ bunu irdelemek üzücüdür ve incitmek için bile isteye yapıldığı şüphesi doğar... bu daha da üzücüdür ! *çünkü bu şairin çoğu şiirinde bir dize esintisinden hareketle yazılmış şiirler var.. * yazmışsınız... bu an'dan itibaren bunu söyleminizi ispat etmeniz gerekir...
İmza sahibi olan Kyrie... bu sitede onun kalemini takip eden herkesin bildiği üzre annesini küçük yaşta kaybettmiş ve hemen her şiirinde de bunu kısa da olsa bir pasajla üzüntüsünü dile getirmiştir. Sürekli takip eden kişiler bu konuyu ve tarzını iyi bildikleri için seçki alan bu şiiri de, onun şiirine alışık olan okuyucular tarafından yadırganmamıştır...
Bir konuyu parmağına dolayı hâlâ sürgit etmenin de faydası yoktur... olsa olsa, okuyucuyu ve sanatkârını üzer... Eleştiri dahi tadında kaldığı zaman makbuldür
Bu yüzden, uykularımdan çalarak yazdığım şiirler, parfüm kokmaz, bu yüzden kısadır o çatık kaşlı sözler. Çektiklerimiz için, yok ödül filan beklediğimiz ne de o koca ciltlerinde resmimiz olsun isteriz Yalnız yalın anlat öykümüzü geleceğin insanlarına yerimizi alacaklara anlat nasıl cesurduk kavgada.
Bu sayfaya taşıdığınız ve Nevzat Çelik'in bir şiirini anımsattı dediğiniz şiirimin altına bu anımsatan şiirin hangi şiir olduğunu, buraya getirip asmanızı rica ediyorum. Asın, okuyalım, çalıntı şiir yazdığımı iddia ettiniz. Herkes okusun, site yönetimi de. Karar verilsin. Böyle çamur at izi kalsın türünden söylemlere pabuç bırakacak değilim ben. Bunu burada herkes bilir. Buyurun getirin, konuşalım, sözlerinizin doğruluğunu ispat edebilirseniz ben çeker giderim. Edemezseniz siz gidersiniz. Bu kadar basittir bu işler genç. Ve illaki benden bir cevap alabilmek için başvurduğunuz yola hayranlık duydum.
Bir de dipnot: Yılmaz Erdoğanın şiiriyle benzeşmeler olduğunu söyleyen dostumuzun yorumuna verdiğim cevapta şiiri yüz yıl önce okudum derken eski bir şiir olduğunu ve okumamış olmanın imkansız olduğunu dile getirdim. Şöyle de diyebilirdim di mi? Aaa haberim bile yoktu.
kelimelerin yerlerini değiştirirek yazılan bir şiir tarzından bahsediyor anladığım... yoksa çalınan kelimelerden geğil
bu tarz denemeler uzun yıllardır var örneklemeleri bin dolu ... kaynağı fransız edebiyatıdır ... Türk edebiyatında hemen hemen herkesin bu tarz deneme şiirleri olmuştur... başka bir lezzettir.
bekleyin sevgili kyrie bekleyin birden olmaz bu işler done ister .ancak sevgili annenize saygı ve sevgilerimi ilettim bunda ne kötülük var bunu anlamadım ki bütün analr benim içn özel bir varlıktır bilinmesinde sakınca yok umarım .... bu bağlamda hiçbir anaya saygısızlık edecek kadar hayvan olmadık şükür o kadar çok şiiriniz varki sitede tek tek incelemem gerekecek biraz sabır lütfen..
Ben somut birşey bekliyorum ve gelmedi, gelmeyecek.
İstediğim kadar şiir yazarım.
İster anama ister babama ister sevgilime ister dayıma ister arkadaşıma dostuma yazarım. Size ne? Bu şiir eleştirisi midir? Bu, bir suçlamayla gelip sonra bunu ispat edememenin verdiği acz içinde bir söylemden ibaret bir saçmalık bütünüdür. Birinci itiraz, ikinci itiraz, yok yüzüncü itiraz, ne diyorsunuz kardeşim? Getirip kopyaladığınız şiirlerin benim şiirlerimle uzaktan ya da yakından ne tür bir ilgisi var?
annemin adını bir daha ağzınıza alırsanız ayrıca, bu durum mahkemede biter.
Benden bu kadar.
Haa
Saydığınız değerli şairlerden biriyle birebir örtüşen ya da çok hissettiren bir şiiri buraya taşırsanız size yine döneceğim. O zamana kadar benden bu kadar.
Sabırlı ve zarif bir kadınmışım, kendimle gurur duydum sayenizde.
yönetim gerekeni yapacak nitelikli davranacaktır umarım... neden haddimizi aşmış olalımki doğru tesbitler yaptığınız zaman illakide atılmanız mı gerekiyor... yani sizin yetke anlayışınız bumu... ben yazıyorum ve oluyor sizin tarzınızda yazan bir şair daha vaerdı fatih akça hatırlarsınız hergün döktürüyodu garibim gitti .. ahmet arifden arakla, lermontovdan yürüt harmanla şiir yap mantığındaydı ve sizde çok seviyordunuz nedense neden gitti bilmem ama biz gidersek en azından doğru söylediğimziden gideriz buda hatanın diğer yarsı sayılmaz sevgili kyrie
bence şiirde sadece sözcükler alınmaz kalıplar kurgular ters yüz edilerekde kullanılabilir sevgili kyrie ... buda hatanın diğer yarısı ne kadar itirazın ikinci şartı gibi görünsede... çağımızın en büyük şairi olmakl kolay değil ne yazıkki meyve veren ağacıda habire taşlıyorlar nedense... ve unutmadan bir şair gerçek şair kimliği taşıyan şair asla hergün şiir üretemez böyle bir kaygısıda olmaz en iyi çalışmanın en iyi veriminden doğurtur şiirini... günümüz popülizminin var olma kaygılarında şiiri tüketen şair süreç geldiğinde beslenecek malzeme bulamadığı zaman farklı yolllarada başvurabilir.... sizin bir ahmet telli yılmaz erdoğan cemal süreya hayranı olduğunuzu bilmek çok da zor değil çünkü kurgu ve kalıp açılımlarında içe bükey yansımaların alt kimliğini taşıtıyor şiirleriniz birileri övgüde bulunabilir bu çok da doğaldır sair nedenlerden dolayı ancak bu sizin şiiiri tüketmediğiniz anlamına gelmez varolma kaygısında ... ama böyle biri olmadığınızıda biliyorum yaratı kaygısı taşıyan ama efelenmenin çakır keyif kıvamında pencereden bir dışarı bakarsanız sevgili annenize saygılarımı ileterek söylüyorum onun dışında yazacak çok şeyde bulabilirsiniz... kanımca bir ara denemiştiniz olmuştu mesela çok eski şiirlerinizden birinde...
"neler çıkacak bir bilsen sevgili kyrie biraz sabır yılmaz erdoğan, atilla ilhan, ahmet telli, yılmaz odabaşı neler neler sadece biraz zaman"
ne demek bu?
gidip şiirlerle karşılaştırmalar mı yapacaksınız... yani önce küfret sonra dayanağını buluruz mu...
haddinizi aştınız...
terbiye bir şairde olması gereken tek unsurdur...
şair size sorduğunda nevzat çelik'in o şiirini getirip bu sayfaya derhal asmalı ve söyleyeceğinizi söylemeliydiniz... gerisi sizin tutarsız olduğunuzu gösterir bana...
söylediğim gibi ilgi çekmeyi başardınız kyrie üzerinden tebrik ederim...
ama bunun içinde yönetimin yapacakları olsa gerek.
çok olmadığımız kesin çok olan tarafta değiliz çok olan tarafta olmayacağız türkiye'de kürt olacağız kürtlerde ermeni ermenilerde süryani gidip almanya'da türk olacağız hollanda'da surinamlı fransa'da cezayirli iran'da azeri amerika'da zifiri zenci olacağız çoğalan zencide mutlaka kızılderili israil'de filistinli köpeğin karşısında kedi kedinin karşısında kuş olacağız kuşun karşısında börtü böcek hakemler hep karşı takımı tutacak ve biz hep yedi kişiyle tamamlayacağız maçı çiçeklerden kamelya olacağız az kolumuzun tarafında solda olacağız bu itirazın ilk şartı solda da az olacağız devrimi çoğaltırken çünkü bir başka devrime hızla azalacağız
Şairin 'merhababenasya! adlı üyeye verdiği cevapta esintili şiirler hakkındaki hassasiyetine şahit olup hâlâ bunu irdelemek üzücüdür ve incitmek için bile isteye yapıldığı şüphesi doğar... bu daha da üzücüdür ! *çünkü bu şairin çoğu şiirinde bir dize esintisinden hareketle yazılmış şiirler var.. * yazmışsınız... bu an'dan itibaren bunu söyleminizi ispat etmeniz gerekir...
İmza sahibi olan Kyrie... bu sitede onun kalemini takip eden herkesin bildiği üzre annesini küçük yaşta kaybettmiş ve hemen her şiirinde de bunu kısa da olsa bir pasajla üzüntüsünü dile getirmiştir. Sürekli takip eden kişiler bu konuyu ve tarzını iyi bildikleri için seçki alan bu şiiri de, onun şiirine alışık olan okuyucular tarafından yadırganmamıştır...
Bir konuyu parmağına dolayı hâlâ sürgit etmenin de faydası yoktur... olsa olsa, okuyucuyu ve sanatkârını üzer... Eleştiri dahi tadında kaldığı zaman makbuldür
Bu yüzden, uykularımdan çalarak yazdığım şiirler, parfüm kokmaz, bu yüzden kısadır o çatık kaşlı sözler. Çektiklerimiz için, yok ödül filan beklediğimiz ne de o koca ciltlerinde resmimiz olsun isteriz Yalnız yalın anlat öykümüzü geleceğin insanlarına yerimizi alacaklara anlat nasıl cesurduk kavgada.
Bu sayfaya taşıdığınız ve Nevzat Çelik'in bir şiirini anımsattı dediğiniz şiirimin altına bu anımsatan şiirin hangi şiir olduğunu, buraya getirip asmanızı rica ediyorum. Asın, okuyalım, çalıntı şiir yazdığımı iddia ettiniz. Herkes okusun, site yönetimi de. Karar verilsin. Böyle çamur at izi kalsın türünden söylemlere pabuç bırakacak değilim ben. Bunu burada herkes bilir. Buyurun getirin, konuşalım, sözlerinizin doğruluğunu ispat edebilirseniz ben çeker giderim. Edemezseniz siz gidersiniz. Bu kadar basittir bu işler genç. Ve illaki benden bir cevap alabilmek için başvurduğunuz yola hayranlık duydum.
Bir de dipnot: Yılmaz Erdoğanın şiiriyle benzeşmeler olduğunu söyleyen dostumuzun yorumuna verdiğim cevapta şiiri yüz yıl önce okudum derken eski bir şiir olduğunu ve okumamış olmanın imkansız olduğunu dile getirdim. Şöyle de diyebilirdim di mi? Aaa haberim bile yoktu.
küsüratlar tamam tüm tamamlar eksik tüm kalanlar itilir atılır bi sensizlik ben bu dertle nereye gitsem rezillik ama yine isterim ki evlen benle tak bilezik zaman rıhtım dağılır fırtınam bıktım melaikem kanadıyla kırbaçlar sırtımı sulara gömülür yağız balıkçı tılsımı ağız değiştirir kelepçe susturur hısmını sen yalancı sancı dolu bi dip gürültüsüydün tanrılardan alınan ölümün dip görüntüsü ölümün örtüsüydün dipdirinin dürtüsü ne dedi ne dedi mevla çile minik ...? fondotenli günü la fontaine den masala sor gramafonda ganja kokulu 45likler zombinin hiç dostu yok mutlak tek bi dertten anlayan biri var o da kırmızı winston soft saati kadranında dolan ciğerlerimden kantarın paslı tartısından öksürükler kanayan kesik manzara sessiz yaklaşırken siyaha koşan kardanadam ağırlaşırdı adımlarım bilinçsiz tekrarlarla uzaklaşırken ayarsız siyahlara ayar çektim renkleri tanımakla yıllar geçti teşhisim bitti yok senin rengin matem ... kola morfin bardağımda sayılı fondip kimse bilmez ama (sen daha) hep aklımda solo panlı çalar kanlı violin onun elleriyle bizzat çizilmiş yüzüm dokunduğumda birkez daha ona inanırdım korkardım elbet çekip gidersin diye bigün çünkü sensizliği tıbbi bir tanım sanırdım sensizliği tıbbi bir tanım sanırdım..
İnsanın önce kendi olması,olabilmesi ve yaşamın içinden şekillenen donelere kendine ait şekiller üretmesi= yazar kimliği insanın kendisi olmadan pragmatik malzemelerdr şekilciliğin beslenmesinden üstkimlik sürecine dönüşme çabaları.post modernitlik= ikinci yazar kimliği Laf kalabalığında boğulur çoğu zaman kendi içsesimiz. aynaya bakmaya korkan yüzler görürüz. aynaya bakıp ruhunun çıplaklığına giydirilmeye çalışan elbiseler. maskeler maskeler maskeler . hangi yüzüyle konuşuyor insan? Hangi yüzüyle bakıpta aynaya kendini görüyor... sorun burda başlıyor kanımca. Varolma dürtüsünü kanıtlama kaygısı...Niztche der ki; yükselmek istiyorsan kendi omuzuna sıçramalısın . yani kendini aşabilmek . post modernizm sistemin içindeki bir üst tabakanın farkındalıklı duruşu olarak öncü dayatılan ya da koşullandırılan kimlik dayatmasında özümseme sorunu olarak çıkıyor karşımıza... Nerde durduğun değilse önemli olan nerde duracağında önemli değil o kadar...
demiştim günün şiiri olacak diye . çünkü psikolojisini tahmin edebiliyorum etki tepki meselesinin bir de yetke ve sulta eklendi mi oluveriyor işte ...
canım şiir yazmak istedi istedi canım şiir yazmak istedi canım şiir yarın bu dizeleride seçersiniz artık ne deyim..
maxleul tarafından 11/1/2008 6:57:58 PM zamanında düzenlenmiştir.
maxleul tarafından 11/1/2008 7:01:47 PM zamanında düzenlenmiştir.
sevgili kyrie kime nasıl cevap vereceğini iyi bilir sevgili zebercet kaaleye almamazlık değil bunun adı şiirin kaynağındaki çağrışımı yakaldığım zamanki savunma alanlarındak, sıkıntıdan ... şairler ya yüz yıl önce okumuş yılmaz erdoğanı onun için ezberinde kalmış o zman ben daha çocuktum ve okumayı yeni söküyordum bu yüzden şiir dizelerinden esinmlenip yazamadım ondan sonrada bi daha büyüyemedim şiir yazmak için. ama sayemde günün şiiri yaptınız işte daha ne istiyorsunuz ben dünden demedimmi günün şiiri olacak diye... demekki varmış bir bildiğim
sevgili maxleul; sayfama bir yorum yazdınız post modern bilmem ne diye anlamaktan aciz olduğunuz şiir türleri içinden dem vurarak ucuz ucuz konustunuz
ben de size;
"sağa sola başı kesik tavuk gibi anlamsız yorumlar yazacağınıza doğru dürüst eleştiriler yazın ki faydalanalım
sevgilerimle..." demiştim..
ve bu cevap size e-robot tarafından bildirildi... ama dönüp tek kelime etmediniz...
neden? çok basit; günün şiirinin altında dingildemek daha iyi çünkü biri gelip size şu an benim yaptığım gibi cevap verebiliyor ve siz sosyalleşebiliyorsunuz...
ama bıunu şiirin altında yapmayın...
çok ayıp...
üstelik hedefiniz çok açık şiirin şairiyle konuşmak istiyorsunuz ama gördüğüm kadarıyla o herkesle konuşuyor ama sizi pek ciddiye almıyor...
bence de en doğrusu bu, şairi bu tavrıyla bir kez daha tebrik ederim...
çünkü söyleminizin üç kuruşluk hükmü yok...
ayrıca söyleminizi farklı bir biçimde sitede bir çok kişi söylemiş ve hepsi de cevabını almış şair tarafından bundanda mı bir şey çıkaramıyorsunuz... amacınız cevap almak olsaydı onları okuyup anlardınız şairin tavrını...
yorumumda beni avukat diye suçlayacağını yazmıştım zaten ama senin bir çift daha gözlüğe ihtiyacın var anlaşıldı.okuyamadın gibi anlama kabiliyetinde zayıf ki vah vah diyorum ve bu sana son cevabım.senin yüzünden alçaklarda uçmaya başladım ki ben yüksekleri severim.
şairin bile sana cevap vermemesi dikkatini çekmedi mi arkadaşım? neden hala yazıyorsun diye ben merak etmeye başladım. anladık beğenmedin ve olabilir de.ama uzatma artık olmaz mı? ve ben mesala beğendim.laf olsun diye de değil anlıyor musun? renklerin ve zevklerin tartışılmayacağı gibi bu şiiri sevmemin nedeni beni ilgilendirir.sevmemenin nedeni de seni.ama yeterince anlattın.iki kelimeyle yapacağını uzattın da uzattın.ben avukat değilim.kimseye yağ çekmeyede ihtiyacım yok.mutlaka bu şekilde suçlayacağını bilerek bunlarıda yazdım ki artık sus be arkadaşım.yeter yani valla yeter.
sevgili kyrie kime nasıl cevap vereceğini iyi bilir sevgili zebercet kaaleye almamazlık değil bunun adı şiirin kaynağındaki çağrışımı yakaldığım zamanki savunma alanlarındak, sıkıntıdan ... şairler ya yüz yıl önce okumuş yılmaz erdoğanı onun için ezberinde kalmış o zman ben daha çocuktum ve okumayı yeni söküyordum bu yüzden şiir dizelerinden esinmlenip yazamadım ondan sonrada bi daha büyüyemedim şiir yazmak için. ama sayemde günün şiiri yaptınız işte daha ne istiyorsunuz ben dünden demedimmi günün şiiri olacak diye... demekki varmış bir bildiğim
sevgili maxleul; sayfama bir yorum yazdınız post modern bilmem ne diye anlamaktan aciz olduğunuz şiir türleri içinden dem vurarak ucuz ucuz konustunuz
ben de size;
"sağa sola başı kesik tavuk gibi anlamsız yorumlar yazacağınıza doğru dürüst eleştiriler yazın ki faydalanalım
sevgilerimle..." demiştim..
ve bu cevap size e-robot tarafından bildirildi... ama dönüp tek kelime etmediniz...
neden? çok basit; günün şiirinin altında dingildemek daha iyi çünkü biri gelip size şu an benim yaptığım gibi cevap verebiliyor ve siz sosyalleşebiliyorsunuz...
ama bıunu şiirin altında yapmayın...
çok ayıp...
üstelik hedefiniz çok açık şiirin şairiyle konuşmak istiyorsunuz ama gördüğüm kadarıyla o herkesle konuşuyor ama sizi pek ciddiye almıyor...
bence de en doğrusu bu, şairi bu tavrıyla bir kez daha tebrik ederim...
çünkü söyleminizin üç kuruşluk hükmü yok...
ayrıca söyleminizi farklı bir biçimde sitede bir çok kişi söylemiş ve hepsi de cevabını almış şair tarafından bundanda mı bir şey çıkaramıyorsunuz... amacınız cevap almak olsaydı onları okuyup anlardınız şairin tavrını...
yorumumda beni avukat diye suçlayacağını yazmıştım zaten ama senin bir çift daha gözlüğe ihtiyacın var anlaşıldı.okuyamadın gibi anlama kabiliyetinde zayıf ki vah vah diyorum ve bu sana son cevabım.senin yüzünden alçaklarda uçmaya başladım ki ben yüksekleri severim.
şairin bile sana cevap vermemesi dikkatini çekmedi mi arkadaşım? neden hala yazıyorsun diye ben merak etmeye başladım. anladık beğenmedin ve olabilir de.ama uzatma artık olmaz mı? ve ben mesala beğendim.laf olsun diye de değil anlıyor musun? renklerin ve zevklerin tartışılmayacağı gibi bu şiiri sevmemin nedeni beni ilgilendirir.sevmemenin nedeni de seni.ama yeterince anlattın.iki kelimeyle yapacağını uzattın da uzattın.ben avukat değilim.kimseye yağ çekmeyede ihtiyacım yok.mutlaka bu şekilde suçlayacağını bilerek bunlarıda yazdım ki artık sus be arkadaşım.yeter yani valla yeter.
emeğini kutlarken yüreğinizi adadığınız şiir.. v şiirler.. sizi ve sevgiinizi taşıyabilecek güçte olduğunu gösteriyor kaleminiz.. yüreğimden yüreğini kutlarım hocam.. emeğiniz daim olsun..
Her şair bir kandil değil miydi? Öyleyse kararsız ve kuralsız çekişmelere verilebilecek tek cevap ;
"biz güzlerden çıkıp geldik hüzün nedir biliriz işte onun için elinizi her attığınızda cebinizde hazır bekler herhangi bir sözümüz bizi incitin incitebildiğiniz kadar ama sözümüzü incitmeyin olur mu?
her şair bir kandil... her şiir bir mendildir aslında. yaşını yasını taşını aşkını ve hışmını siliverir hiç beklemediğiniz bir anda
akıverirken gönlünüz.
J.D."
Olur... Hiç sevmiyorum bu tarz çıkışları ama hep olacak...
Ve asıl konu ki "Şiir"dir kendisi
Hiç sevmiyorum öylece çekip gidişleri (mecburiyetleri)... Süt kokanlardan gidilişleri... Ya da kadere sığınıp tekrarlanan ağlamaklı keşkeleri... Ama hep olacak...
Saçının bir sarı teliyle huzur bulduğum bir gün gidecek mi? O gitmesin bir yaz günü, Varsın bir daha yaz olmasın Can... Peki ya ben Gidişine kadar bekleyebilecek miyim yanında? Ya da bir süt kokulu gitme dediğinde kalabilecek miyim?
" yarın ölmeyeceğimi
nereden biliyorlar? "
Jale denilince aklıma Annem gelir, İzmir gelir, Yaşanılan ne olursa olsun başı dimdik bir kadın gelir...
Yüzünü bile görmediğiniz bir insanın kalbinde bir yeriniz olabiliyor; sırf yazdıklarınız, onun kalbine -siz yazarken hissettirebilirseniz- işte böyle geçebiliyor.
Yüzünü bile görmediğiniz bir insanın kalbinde bir yeriniz olabiliyor; sırf yazdıklarınız, onun kalbine -siz yazarken hissettirebilirseniz- işte böyle geçebiliyor.
mozart'ın ölüm döşeğinde salieri'ye requiem'i dikte ettirirken ki hali geldi gözlerimin önüne...
ve seni o yatakta bu şiiri yazarken düşündüm aynı halde ve aynı durumda...
sevgili jale; sana şiir şudur budur deneye gerek yok,biliyorum.
ancak şunu demeliyim; şair şayet tüm ruhunu şiire katarsa ve tam da buradan yazarsa herkes hisseder anlamaz belki belki kelime tekrarları derler belki muhteşem belki şairi sevmem ama şiir,derler...
yani illaki derler çünkü hissedilmiştir çünkü şiir bunu başarmıştır
ve tek gerçek vardır şiirde...
herkesin canhıraş bir şekilde yaptığı gibi anlamak değildir bu gerçek hissetmektir...
işte bu nedenle bu şiirde seni mozart'ın hasta yatağında düşledim üstelik bir salieri yokken yanında...
anlamaz belki belki KELİME TEKRARLARI derler belki muhteşem belki şairi sevmem ama şiir,derler...
Yukarıdaki yorumunuzdan kendime düşen payı aldım desem... Ve desem ki; Şiire olumsuz eleştirilerde olsun... Ki Jale hanımın da buna bir itirazı olmaz sanırım...
Şiirlerini beğeniyle okuduğum şair Her ne kadar sayfasında pek görünmezsem de...
Nice ünlü şairler vardır ki her şiirine "işte şiir bu!" diyemediğimiz... Ki kim olursa olsun ister ünlü şair olsun ister bizler gibi amatör şair olsun, her yazılan şiir illaki mükemmel olacak diye bir kaide de yoktur...
Yorumum sanırım rahatsız edici oldu. Oysa her zaman demişimdir; olumsuz eleştiriler şiir yolunda ışığım olacaktır diye.... Tabiki bunu kendim için söylüyorum. Jale hanımın ışık olacak olumsuz eleştirilere ihtiyacı yoktur...
Ne yazık ki bu sitede yazdığınız yorumları silemiyorsunuz. Ancak site yetkilileri isterse siler... Üzgünüm ve man kafalılık edip küçücük bir eleştiri yapma gibi bir yanlışa gittiğim için özür diliyorum.
anlamaz belki belki KELİME TEKRARLARI derler belki muhteşem belki şairi sevmem ama şiir,derler...
Yukarıdaki yorumunuzdan kendime düşen payı aldım desem... Ve desem ki; Şiire olumsuz eleştirilerde olsun... Ki Jale hanımın da buna bir itirazı olmaz sanırım...
Şiirlerini beğeniyle okuduğum şair Her ne kadar sayfasında pek görünmezsem de...
Nice ünlü şairler vardır ki her şiirine "işte şiir bu!" diyemediğimiz... Ki kim olursa olsun ister ünlü şair olsun ister bizler gibi amatör şair olsun, her yazılan şiir illaki mükemmel olacak diye bir kaide de yoktur...
Yorumum sanırım rahatsız edici oldu. Oysa her zaman demişimdir; olumsuz eleştiriler şiir yolunda ışığım olacaktır diye.... Tabiki bunu kendim için söylüyorum. Jale hanımın ışık olacak olumsuz eleştirilere ihtiyacı yoktur...
Ne yazık ki bu sitede yazdığınız yorumları silemiyorsunuz. Ancak site yetkilileri isterse siler... Üzgünüm ve man kafalılık edip küçücük bir eleştiri yapma gibi bir yanlışa gittiğim için özür diliyorum.
"Jale Demirdöğen " ...geleceğe isminin düşmesini arzu ettiğim kadın şair...bu şiirine bakınca yeniden güne düşemeyen nice çok güzel şiirlerine içim cızzz etti birden... sevgim saygım tebriklerim günün şiirine şairine ..
Yorumunuzu değiştirmek ile ilgili bir şey yazmışsınız bir başka yorumun altına... Sakın ve lütfen bunu yapmayın. Zira, şiirime değer verip, gelip okuyan olumlu ya da olumsuz bir eleştiride bulunan her okuyucumun görüşü benim için çok değerli. Ki siz kötü bir şey dememişsiniz ki... Tekrarlardan söz etmişsiniz ve zaten olumsuz yönde gelen eleştirilerin pek çoğu bu konuyla ilgili. Bu özellikle yapmak istediğim bir şey değil, şiiri yazarken kendiliğinden akan ve o akan duruma baktığımda yerleri değiştikçe anlamın vurgusunun nasıl da değişip güçlendiğini gördüğüm ve ancak bunu fark ettikten sonra şiirin genel kurgusu içerisinde bir şıklık olarak durduğunu düşünerek ve bu sebeple biraz da özenerek bu şekilde düzenlediğim bir deneme sadece. Kimine tam kıvamında gelir, kimi fazlalık olarak algılar, bu çok normal. Ve zaten anladığım kadarıyla sizi üzen yorumu yazan arkadaşımız da, şiire gelen eleştirilerin ne şekilde olursa olsun şiirin hissettirdiğini vurgulamak istemiş. Yani bir sorun görmüyorum. Burada asıl söylemem gereken şudur ki; düşünceyi eleştiri boyutunda tutarak ve kalp kırmadan söyleyebilme asaletini göstermek... Size bu ılıklıkla yaklaştığınız ve zarif bir şekilde ifade ettiğiniz için ayrıca teşekkür ederim. Yapıcı olmak böyle bir şeydir, yıkmak çok kolay...
Yorumunuzu değiştirmek ile ilgili bir şey yazmışsınız bir başka yorumun altına... Sakın ve lütfen bunu yapmayın. Zira, şiirime değer verip, gelip okuyan olumlu ya da olumsuz bir eleştiride bulunan her okuyucumun görüşü benim için çok değerli. Ki siz kötü bir şey dememişsiniz ki... Tekrarlardan söz etmişsiniz ve zaten olumsuz yönde gelen eleştirilerin pek çoğu bu konuyla ilgili. Bu özellikle yapmak istediğim bir şey değil, şiiri yazarken kendiliğinden akan ve o akan duruma baktığımda yerleri değiştikçe anlamın vurgusunun nasıl da değişip güçlendiğini gördüğüm ve ancak bunu fark ettikten sonra şiirin genel kurgusu içerisinde bir şıklık olarak durduğunu düşünerek ve bu sebeple biraz da özenerek bu şekilde düzenlediğim bir deneme sadece. Kimine tam kıvamında gelir, kimi fazlalık olarak algılar, bu çok normal. Ve zaten anladığım kadarıyla sizi üzen yorumu yazan arkadaşımız da, şiire gelen eleştirilerin ne şekilde olursa olsun şiirin hissettirdiğini vurgulamak istemiş. Yani bir sorun görmüyorum. Burada asıl söylemem gereken şudur ki; düşünceyi eleştiri boyutunda tutarak ve kalp kırmadan söyleyebilme asaletini göstermek... Size bu ılıklıkla yaklaştığınız ve zarif bir şekilde ifade ettiğiniz için ayrıca teşekkür ederim. Yapıcı olmak böyle bir şeydir, yıkmak çok kolay...
''Şiir nedir?'' sorusunun hep başarılı bir yanıtı olmuşsunuzdur. Tatışmalar,eleştiriler muhakkak eserin varlığını pekiştirecektir.
Pekiştirmelidir de...
Yalnız bu eleştiriler yapılırken gereksiz heyecanlardan alamıyoruz galiba kendimizi. Şiir her zaman imge yumağı ve yoğun ifadeler barındırmaz,etkili bir anlatım amacı yoktur zaten şiirin...Şiir kendini şairin kollarına teslim etmiş zavallı bir aşıktır. Ve şair şiiriyle istediğini yapar.
Ve şiir kötüye giden her şeyi iyi etmeye çalışan yenilikçi bir tedavidir, evrende. Kimse o tedavinin sonuç vermeyeceğini zamanından önce söyleyemez. Ben de iyi bir şiir okuyucusu olarak,iyi şiirin ne olduğunu sezgilerimle bulmaya çalışan ve genellikle hep kendimi mutlu edecek kadar başarılı bulan biri olarak,bu şiirin hak ettiği yerde olduğunu söylemekten mutluluk duyarım.
'' Ben Tango Bilmem'' şiirinizi hala her fırsatta okur okurum... Hatta size bir haber ''Ben Tango Öğreniyorum '' :)))
Kağıdın neresine mürekkep damlatacağını, sözcüklerin nerede, nasıl duracağını bilen şaireme sevgi ve saygılarımı bırakıyorum...
Requiem ile bağ kurulurak yazılan şiirler arasında "requiem" anlamlarıyla iyi kucaklaşan ince elemi mutluluk veren şiirlerden biri. Mozartın o bestesi yanısıra, ruha adanan müzik (cenaza marşı asla değil) dokusunda yazılımı, söylemi de korodan okunur gibi ilginç.
keman biraz bana çalsın biraz bana çalsın keman bana keman çalsın biraz
Bu dizelerdeki elemden mutluluk duydum. Neden diye sorulacak: Keman çalıyor durmadan, tevazuyla istiyor biraz da bana çalsın diye. Sonra daha ısrarlı ve isteyerek ve istirhamlayarak biraz bana çalsın keman kararlığı dokunuyor. "Bana keman çalsın biraz" derken elem doruğa çıkıyor, gözler karşıya bakıyor, mırıldanma hüznüyle gizemli istem kendi halinde ama esrarlı oluyor.
Ve bu requiem ANNe ile ilgili bölümde de aynı duygu akışın koşutluğunda söyleniyor. Özleşim çok sanatsal. Yene doğmuş çocuğun ansızın acılarla karşılaşıp sonra birden konuşmaya başlayıp sitemkar ağıtları gibi. Çocuk hem de yürüyor. Bunları mırıldanırken okuyucu destek için koluna giryor. Diger dizelerde de aynı requiem büyüsü var. Ben keyifle okudum.
Ne diyordu Ursula: "Devrim yapılmaz, devrim olunur."
Elindeki kelimeleri kendine özgü anlatımıyla yanyana, altalta, üstüste dizerek, içine kendini koyarak (kendini derken tüm yaşamışlığından bilinçaltına ne varsa...) eser, evet bir eser yaratan, devrimci değil devrim olmuş bir şairdir Kyrie. O, kendine has çizgisinden sapmadan, devamlı o çizgi üzerinde oynayarak ama çizginin kendisi üzerinde hükmüne izin vermeyerek, o çizgiyi sürekli kalınlaştırıp yol yaparak devrim olmuştur. Bu şiir ise çizdiği yola bugün eklediğidir. Çok şanslıyız ki şair bizimle evrimini paylaşıyor. Tarzı tarzıma yolu yoluma benzemeyen bu şairin, herhangi bir yere yazdığı sadece harf dahi olsa durup dikkatle üzerinde düşünülmesi gerektiğini hissediyorum. Saygılarım usta kaleme...
birkaç çakıl tanesi şimdi lütfen biraz dalga sesi aklım kar altında yüreğim çığ ************** Serbest vezin şiirlere yorum yaparken güzel anlatım derim! Ama bu şiiride aşmış zevkle okuduk düşündük durduk Bu şair ya aşık aşk söyletmiş Ya dertli dert inletmiş ve ya tahalyülü çok! geniş Tebrikler BAŞARILARINIZ DAİMİ OLSUN İNŞ.
bu defa kimsin? demesin bana bunu demesin bu defa. kimsin?
bunu bir defa daha bana kimse demesin!
yarın ölmeyeceğimi
Uzun bir lahzada yüzüme tebeesüm düşüren bir şiir. İllizyon görüyormuş gibi bir ruh haliyle yazılmış ölüm korkusu ve zamanın geçiyor telaşesine düşmüş korku ve maziyi arama , bulma devinimi.Mısralaraın ters ekolu ve değişken kurgualarının tekrarıyla yapılan ahenk devinimde salınan bir sarışın kadının " ne oluruyuz " la ifadelenen yoksa yoksa sorgulamalarını ve endişesini yansıtması bakımından ilginç bir şiirdi. Mısraların kelime yerlerinin değiştirilmesiyle yaratılmaya çaılışılan ritim iyi mi olmuş kötü mü . Bu tartışılabilir ama ben bunun şairin şiir anlayışında ahenk kurma yollarını arama çabası olarak görüyorum.
Ahenk oluşturmanaın pek çok yolu vardır.Şiirde ritim serbest şiir yazan arkadaşlarımızın pek alışık olmadıkları bir şey ama klasik şiirimiz de ahenk ustalığı önemli bir kıstastır.
Fakat klasik şiiri çok iyi tanıyan A.İlhan, Ü. Yaşar Oguzcan, Bedri Rahmi, C. Kulebi, C. Sıtkı, şiirlerinde çok başarılı ahenk örgüleri kurabilmiş serbest şiir tarzında yazan değerli şairlerimizdir.
Ahenk ve anlamın şiirde bariz olması gerektiğini ve şiirin vazgeçilmez hususları olduğunu kabul etmiş bir anlayışı taşıyor bünyesinde...
Kutlarım güne düşen şiiri ve şairini
şahamettin tarafından 11/1/2008 7:52:36 AM zamanında düzenlenmiştir.
şiir hakkında yorum yapmayacağım..bu bana kalsın.. ama dikkatimi başka birşey çekti. bu siteye ilk üye olduğum günden beri dikkatimi çeken bir konu bu ve bunu söylemek istiyorum.. arkadaşlar bunu öncelikle çok iyi anlamanız gerekiyor. Maxleul yazacaklarımı yanlış anlama.. sırf senin için değil çünkü bu söylemim. burada şiir yazmaya çalışan arkadaşların şiirlerinde beğenmediğiniz yönleri söyleyebilirsiniz tabi ki bu gayet normal.. ama eleştiri dersen eğer orada duracaksınız.. eleştirmenin işidir eleştiri, buna kimse bişey diyemez.. peki şiir yazmaya çalışan birinin bir başka şiir yazmaya çalışan birini eleştirmesine ne demeli? bu kadar saçma birşey varmı yeryüzünde? beğenmiyorsan bir şiiri onu eleştirmek buradakilere düşmez.. oturur daha iyisini yazarsın.. hatta o derece iyi yazarsınki senin yazdığın şiiri türk şiirinden çıkardıkları zaman türk şiiri bir şey kaybetsin.. hatta öylesine daha iyi yazarsın ki zamana karşı durma becerisini göstersin..
her ne kadar günün şiirini ve şairini kutlamak gereksede, değiştirmelerin aslı farklı kelimelerle daha uygun olurdu diye düşünüyorum. şiir yazım olarak değiştirme ve biraz da satranç üzerine düzenlenmiş. temel kural seçilen kelimelerle anlamsal bütünlük oluşturulmasıdır. Kanuni'nin yaptığı gibi. eğer anlam bütünlüğü bozuluyorsa amaç dışı yazım doğmuş olur, ki; bu da zorlama hissi veriyor ister istemez. diğer şiirlerindeki olgulara baktığımda, bu şiirde değiştirmelerin yeterince olgunlaşmadığı hissi mevcut tarafımda.
keman biraz bana çalsın biraz bana çalsın keman bana keman çalsın biraz
yetmez! sabahlara kadar...
annem kalksın. gelsin bu yaz bu yaz... kalksın annem gelsin kalksın. bu yaz gelsin annem
al sözcükleri bir oraya koy bir buraya .şema kaygısı yakala çağ şairi var be post modernist şiirlerin yeni versiyonu,üçüncü yol şiirleri.. yeni denemeler ve yaratılar ara sıra esin deoluyor ama olsun nede olsa şiirin dini sözcüklerdir oyna oynabildiğin kadar annem beni sevdi sevdi annem beni ben annemi sevdim
büyüdüm şiir yazdım küçüldüm küçüldüm şiir yazdım büyüdüm annem bana pışt dedi pışt dedi annem bana çevir çevir dur bumu şiir tarzı allah aşkına bumu şiirin dinindeki sözcükler kullanımı . şimdi bide günün şiiri yapın öyle ya farklılk
bir şeyi merak ettim sadece merak bir şiiri eleştirmek için illa iyi şiir yazmak mı gerekiyor. yani sinema eleştirmeni olmak için oskarlık bir film çekmek gerekir tarzında bir yaklaşım mı bu. evet ben iyi şiir yazamam ama iyi bir eleştirmenim diyen birine hayır bi görülem şu şiirlerini mi diyeceğiz...
"Bu mu şiir tarzı allah aşkına" diyen eleştirmenden, şiirden, tarzdan ve şiirtarzından ne anladığını, ne anlatmak istediğini açıklamasını bekleriz. Vur-kaç olmasın.
bir şeyi merak ettim sadece merak bir şiiri eleştirmek için illa iyi şiir yazmak mı gerekiyor. yani sinema eleştirmeni olmak için oskarlık bir film çekmek gerekir tarzında bir yaklaşım mı bu. evet ben iyi şiir yazamam ama iyi bir eleştirmenim diyen birine hayır bi görülem şu şiirlerini mi diyeceğiz...
"Bu mu şiir tarzı allah aşkına" diyen eleştirmenden, şiirden, tarzdan ve şiirtarzından ne anladığını, ne anlatmak istediğini açıklamasını bekleriz. Vur-kaç olmasın.
Şiirde “Kyrie” özlemi var, anne özlemi. Zaten bir çok şiirinde vardır bu, çünkü sevdiği sarı saçlı, hala yüreğindedir. O çığ altında kalan yüreğinde. Denizin berraklığına, bir yaz sabahına ve keman sesi eşliğinde bir hasret şarkısına dayanıyor şiirin temeli. Gitmenin, hele ki ölmenin çok erken olduğu bir çağda, yalnız kalmanın hikayesi bu. Daha doymadan anne kokusuna, gitmek nedir bilir misiniz ! yada sizin hiç anneniz öldü mü ? ona en muhtaç olduğunuz zamanda. Bunu yaşayan bilir, yazan, şiirin sahibi bilir.
Yüreklerde yanan ateşi kimse göremez, sadece biz istediğimizde anlatabiliriz bunu, en gizli şekilde. Kimse bilmiyor yarın öleceğimizi, biz bile bilemiyoruz. Bilsek söyler miyiz, beklediğimiz kişiye, “bekle, ben geliyorum” diye.
şair, çok az insan şiiri yazanın aslında neden bahsettiğini anlar.okur çoğunlukla anlamaya çalışsa da kendine göre bir düşüncesi vardır bilemez şairin iç dünyasını.eminim yorum yazan arkadaş farkedebilseydi veya şu anda okuyorsa sizin bu yazdığınızı yorumunu siler ve gerekirse özür diler.ben olsam şayet böyle yapardım. bu şiir bu gece en sevdiğim şiirdi.en az 20 kere okumuşumdur herhalde.ve sizin yorumunuzu okuduktan sonra inanın biraz daha hüzünlendim. saygılar.
şair, çok az insan şiiri yazanın aslında neden bahsettiğini anlar.okur çoğunlukla anlamaya çalışsa da kendine göre bir düşüncesi vardır bilemez şairin iç dünyasını.eminim yorum yazan arkadaş farkedebilseydi veya şu anda okuyorsa sizin bu yazdığınızı yorumunu siler ve gerekirse özür diler.ben olsam şayet böyle yapardım. bu şiir bu gece en sevdiğim şiirdi.en az 20 kere okumuşumdur herhalde.ve sizin yorumunuzu okuduktan sonra inanın biraz daha hüzünlendim. saygılar.
kont von walsegg tarafından gizlice mozarta sipariş edilmesi üzerine yapılmaya başlanmıştır. incildeki requiem metnine bağlı kalarak parçalara ayrılmıştır. ancak mozart'ın ölümüyle eser kendisi tarafından tamamlanamamış kalan kısmı, onun öğretilerinden yararlanan öğrencisi franz xavier sussmayr tarafından getirilmiştir. aslında hem ruhsal hem de fiziksel olarak hastalıklarıyla boğuşan mozart, besteyi yaparken daha da hastalanmış ve eseri kendisi için bestelemeye başlamıştır ki belki de bu kadar yoğun duygular taşıması buna bağlanabilir. öldüğünde ise kendi cenazesinde çalınmıştır.
bu bir eleştiri yorum değildir... bu sadece yorum yaparken almış olduğunuz sponsorluk anlaşmasıdır
bunun ne şiire ne yazana ne de edebiyata bir faydası vardır... olsa olsa bu sadece sponsorluk anlaşması yaptığınız şirketten aldığınız paraların cebinize bir faydası olduğunu düşünebiliriz.
ikinci açıklamanız daha bir nasreddin hoca... postunu yere seren modernizimin hikayeleri bununla ilgili forumda bir başlık var zaten şiir bilgi ölçünüzde değerlendirmelerinizi görmek isterim orada.. tabii sizin için bir sakıncası yoksa
şiire yaptığınız yorum burası sadece "Şiirde biçimsel estetik ve anlam pekiştirmekte kullanılan tekrarların usanç verici olduğunu düşünürüm"
gerisi üslübunuzla tavrınızla dikkat çekmeye yönelik bir girişim olarak algılamak istiyorum. yoksa bir art niyet varsa o daha tehlikeli.
neden insanlar art niyet arar biliyor musun çünkü art niyetlidir
kendinize soru sorun ben neden kapitalizmin uşaklığını yapayım yorumu anlama için şiiri kelime kelime okumak lazım okuyun ben bunu anladım saygı duymadıysanız ne diye yorum yapıyorsunuz
sizin galiba vaktiniz değerli değil geç git avukata ihtiyacımı var bu şiiri yazanın
keman biraz bana çalsın biraz bana çalsın keman bana keman çalsın biraz ................................NE GÜZEL DİZENİN NE OLDUĞUNU KANITLAMIŞSINI, ZSAYGIMLA KUTLARIM.
bu siteye girişim farklı nedenlede olsa, hanfendinin şiirini başka bir sitede hanfendi olduğunu bilmeden izini sürerken bu köyde buldum, teşekkürler. acılı yüreğine üzülürken, cüce sözlük haznemden en güzellerine layık olduğunu söyliyebilirim sağlık selametle kalın
yani tam on dakikadır ayrıyım sayfanızdan ama hem şiirinizi hem yapılan yorumu(maxleul'un) atamadım üstümden. ya iyi ki bu şiiri yazmışsınız şair. bu içten görüşümdür ve yemin ederim ki günün şiiri olmasını çok isterim. tekrar saygılar.
Çağımızın gerçekleri Çağımızın şiirleri Çağımızın şairi
Bu üç olgu içinde çağdaş dünya yazarları ve şairlerin adına birinin konuşması gerekse kimi seçersiniz sorusunda ilk hiç tereddütsüz JALE DEMİRDÖĞEN ismini fısıldarım. Fısıldamam çığlık çığlığa susarım...
Lütfen biraz dalga sesi, keman biraz bana çalsın Biraz da ayak sesi yeter bugün bana
Annem kalksın dedikçe, Annemim kalkıp gitmesi bir şey demek değildir. O ana kadar yaz bu durumun farkında bile değildir. Bir tek sözcüktür buna bir anlam kazandıran. Anne değil... Annemdir.
şiir yürek işidir... kalemle yazıldığını sanar herkes
bir tek Nietzsche şiirlerini ağaca baltayla yazardı, yazardı da onun bile yüreğinin senin yüreğinden hiç bir farkı yok inan buna .. tek fark sen yaşayan canlısın şuan..
şiirlerde genelde "hırs" alt benlik coşkusunun tetiklediği egolar, "ben" olma tutkusunu harekete geçiren duygulardır kişinin kendini - savunma, birşeyi gerçekleştirme ve kendini yüceltme çabaları psikoljik bir rahatsızlıktır psikolojik güçler arkaplanında "ben"... hep ben görünme, iletişime geçme eylemini bu alt benlik çoşkusu tetikler
daha yeni bir örnek değil midir Cezmi Ersözün Kadri Karahan için söyledikleri...
başka bir örnek değil midir senin Emre Kalcıya söylediklerin - hayır... Emre Kalcının sana söyledikleri Attila İlhanın bana söylediği - benim İbrahim Sadriye söylediklerim
başka başka örnekler değil midir insanı insan yapan.
önce sen şiir gibi duracaksın ki, ben senin ne yazdığını anlayabileyim
Sen, hayatımda başıma gelen en mühim şeylerden birkaçından birisin. Bunu bil. Güzel insan. Bir Şair'in, bir yürek yolcusunun, bütün hırslarından arınmışlığının, kalbinin bütün güzelliğinin arka bahçesisin bende. Seni, Kadri'yi, adına Emre dedikleri o meleği, bu yakayı, bir de Asya'yı seninle tanıdım. Teşekkür ederim. Sana değil. Rabbisine. Rabbisi kim mi? Lusi biliyor. Merak edersen bir bilene sor:) Şiirlere masa başında rastlamak çok zor Zeki. Bunu en iyi bilensin. Şiire sokak aralarında, dar yürek koridorlarında, şiire kuyularda rastlarım ben. Kuyularımda... Sarı saçlı kadınım'sın bu gece.
şiir yürek işidir... kalemle yazıldığını sanar herkes
bir tek Nietzsche şiirlerini ağaca baltayla yazardı, yazardı da onun bile yüreğinin senin yüreğinden hiç bir farkı yok inan buna .. tek fark sen yaşayan canlısın şuan..
şiirlerde genelde "hırs" alt benlik coşkusunun tetiklediği egolar, "ben" olma tutkusunu harekete geçiren duygulardır kişinin kendini - savunma, birşeyi gerçekleştirme ve kendini yüceltme çabaları psikoljik bir rahatsızlıktır psikolojik güçler arkaplanında "ben"... hep ben görünme, iletişime geçme eylemini bu alt benlik çoşkusu tetikler
daha yeni bir örnek değil midir Cezmi Ersözün Kadri Karahan için söyledikleri...
başka bir örnek değil midir senin Emre Kalcıya söylediklerin - hayır... Emre Kalcının sana söyledikleri Attila İlhanın bana söylediği - benim İbrahim Sadriye söylediklerim
başka başka örnekler değil midir insanı insan yapan.
önce sen şiir gibi duracaksın ki, ben senin ne yazdığını anlayabileyim
Sen, hayatımda başıma gelen en mühim şeylerden birkaçından birisin. Bunu bil. Güzel insan. Bir Şair'in, bir yürek yolcusunun, bütün hırslarından arınmışlığının, kalbinin bütün güzelliğinin arka bahçesisin bende. Seni, Kadri'yi, adına Emre dedikleri o meleği, bu yakayı, bir de Asya'yı seninle tanıdım. Teşekkür ederim. Sana değil. Rabbisine. Rabbisi kim mi? Lusi biliyor. Merak edersen bir bilene sor:) Şiirlere masa başında rastlamak çok zor Zeki. Bunu en iyi bilensin. Şiire sokak aralarında, dar yürek koridorlarında, şiire kuyularda rastlarım ben. Kuyularımda... Sarı saçlı kadınım'sın bu gece.
şiirde, aynı anda iki yerden gelen kırılma çok da hüzünlü bir dille anlatılmış. ilk bölümde bu kırılma, özellikle keman sesiyle onmaya çalışılıyor... çünkü şairin aklı yar, yüreği har altındadır.
ikinci kırılma ise ilkinden daha da sarsıcıdır aslında. şair o kadar sarsılmıştır ki, annesinin mezarından kalkıp gelmesini istemektedir. çünkü hiç dinmeyecek bir özlemdir o. ve hep onunla dinecektir bu sızılar.
o sarsıcı kırılma, sarı saçlı bir kadından gelmedir. ki kilit soru şu: kimsin?
bu yabancılaşmayı özetleyen soruyla daha çok yara alır şair. şu ölümlü dünyada, bu kadar hoyrat tüketilen kelimelerin nasıl yaralar açtığına da bakmak lazım.
bence arkadaşım öncelikle şiirin adının anlamını bilmiyor.bilse böyle yazmazdı. ölüler için okunan ilahidir anlamı ve şaire saygı diyorum bu açıklamadan sonra.
bu bir eleştiri yorum değildir... bu sadece yorum yaparken almış olduğunuz sponsorluk anlaşmasıdır
bunun ne şiire ne yazana ne de edebiyata bir faydası vardır... olsa olsa bu sadece sponsorluk anlaşması yaptığınız şirketten aldığınız paraların cebinize bir faydası olduğunu düşünebiliriz.
ikinci açıklamanız daha bir nasreddin hoca... postunu yere seren modernizimin hikayeleri bununla ilgili forumda bir başlık var zaten şiir bilgi ölçünüzde değerlendirmelerinizi görmek isterim orada.. tabii sizin için bir sakıncası yoksa
şiire yaptığınız yorum burası sadece "Şiirde biçimsel estetik ve anlam pekiştirmekte kullanılan tekrarların usanç verici olduğunu düşünürüm"
gerisi üslübunuzla tavrınızla dikkat çekmeye yönelik bir girişim olarak algılamak istiyorum. yoksa bir art niyet varsa o daha tehlikeli.
Eleştiri yapmak bilgi ve birikim gerektiren bir olgudur.Bu bilgi ve birikimden yoksun kişiler ancak böyle bir eleştiri getirebilir şiire. Şiirin ses,ritim ve imgesel yönüne değinmeden,fütursuzca yaptığınız eleştirinin ve diğer yorumculara ne size ne şiire herhangi bir etkisi yoktur farkındaysanız eğer.Eleştiri yapmadan önce sanırım şiir bilmek gerekiyor.Şiirin sözcüklerin dini olduğu söylemini aklımda tutuyorken tam da işte şuan da,şair dine sadık kalmış demek isabetli bir söz olacaktır. Saygılarımla
neden yazık olsun ya şiir eleştirilemez mi... üç beş kurgu ya melodram yükleyip adına da şiir nitemelesi yapmak post modern kimliklerle örtüşssede şiir adı üzerinde başkaldırıdır. yok değilse içine büzüşük şiirlerde çok iyi yazıyor olmak değildir bu sadece bireyin kendi öznesinden türettiği pencereen bakmadan çekilmiş perdelerde güneşi görmeden üretilen şiirler olarak okunu sadece
bence arkadaşım öncelikle şiirin adının anlamını bilmiyor.bilse böyle yazmazdı. ölüler için okunan ilahidir anlamı ve şaire saygı diyorum bu açıklamadan sonra.
bu bir eleştiri yorum değildir... bu sadece yorum yaparken almış olduğunuz sponsorluk anlaşmasıdır
bunun ne şiire ne yazana ne de edebiyata bir faydası vardır... olsa olsa bu sadece sponsorluk anlaşması yaptığınız şirketten aldığınız paraların cebinize bir faydası olduğunu düşünebiliriz.
ikinci açıklamanız daha bir nasreddin hoca... postunu yere seren modernizimin hikayeleri bununla ilgili forumda bir başlık var zaten şiir bilgi ölçünüzde değerlendirmelerinizi görmek isterim orada.. tabii sizin için bir sakıncası yoksa
şiire yaptığınız yorum burası sadece "Şiirde biçimsel estetik ve anlam pekiştirmekte kullanılan tekrarların usanç verici olduğunu düşünürüm"
gerisi üslübunuzla tavrınızla dikkat çekmeye yönelik bir girişim olarak algılamak istiyorum. yoksa bir art niyet varsa o daha tehlikeli.
Eleştiri yapmak bilgi ve birikim gerektiren bir olgudur.Bu bilgi ve birikimden yoksun kişiler ancak böyle bir eleştiri getirebilir şiire. Şiirin ses,ritim ve imgesel yönüne değinmeden,fütursuzca yaptığınız eleştirinin ve diğer yorumculara ne size ne şiire herhangi bir etkisi yoktur farkındaysanız eğer.Eleştiri yapmadan önce sanırım şiir bilmek gerekiyor.Şiirin sözcüklerin dini olduğu söylemini aklımda tutuyorken tam da işte şuan da,şair dine sadık kalmış demek isabetli bir söz olacaktır. Saygılarımla
neden yazık olsun ya şiir eleştirilemez mi... üç beş kurgu ya melodram yükleyip adına da şiir nitemelesi yapmak post modern kimliklerle örtüşssede şiir adı üzerinde başkaldırıdır. yok değilse içine büzüşük şiirlerde çok iyi yazıyor olmak değildir bu sadece bireyin kendi öznesinden türettiği pencereen bakmadan çekilmiş perdelerde güneşi görmeden üretilen şiirler olarak okunu sadece
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.