1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
827
Okunma
biraz daha, biraz daha yıkılmış
tartıştıkça kant’la, sartre’la,
aradığı gerçek, zorladığı sırla.
ruhuna bir çığ gibi yığılmış
ikircimlik, kuşku ve güvensizlik.
kapılar şamar gibi çarpmış yüzüne,
gazete ilanları, ‘yarın gel’ler;
yalan sabunuyla yıkanan eller
tıkmış onu korkunun dehlizine.
belleğine bilinç gibi oyulmuş önemsizlik.
son davası besbelli ki son gece
aynadaki benzeşiyle görülmüş
ve kırmış aynayı, sebepsiz gülmüş.
bırakmış sonsuz uykudan önce
masa üzerinde yarım kadeh sessizlik.