ÜÇ NOKTA…
göz yaşına âşikâr
ıslak bir saman kâğıdına sıkıştırdım sevgimi ve bir de seni seviyorum gibi basmakalıp sözleri hep; ama hep tırnak içine alarak sensizliğimi tatmin etmek istedim parantezler içine aldığım kimliğimi sırf seninle bulduğum için kapattım iki nokta üst üste getirerek açıklamak istemedim duygularımı veya içimden gelenleri iki tire arasında belirtmek istemedim açıktan olsun öylece o yüzden noktalı virgülleri çok sevdim ardından sen gelecekmiş gibi; ve ve ve işte ben bu bağlaçları sevdim yüklemlerim her daim bir yargı taşıdığından her ama her cümlenin sonunda sensizliği yargılarlardı kim ve ne sorularının muhatabı sendin hep özneydin ve hep özne kaldın kelimelerim boğuşurmuşçasına kavga içindeyken ortamı yumuşatan , sessizliğe bürüyen noktalarındı nokta atışı yapıyordun sözcüklerime ve tam on ikiden vuruyordun virgüllerimi bir bir ayırıyordun sana eş değer bütün sevgi sözcüklerini yine ne desem bilmem ki tırnak işareti içerisine seni seviyorum kelimelerini mi sıkıştırsam ve ardından susarak cümlenin akışını yokuşlara mı sürsem sen o yokuşlara tırmanırken ben sözcüklerimi mi bitirsem yapamıyorum işte artık seni sevgi dolu sözcüklerimle yormak istemiyorum gitme hiçbir yerlere sadece benim için kal nerede mi senden arta kalan yüreğimde üç nokta… |
Yüreğinize sağlık.
Sevgi ve saygılarımla.