19
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1317
Okunma
kapımızda sesi vurdu önce
geceye uyandı tenimiz
tinimize sindi / s i n d i tinimiz
gece notları tuttuk, günü unuttuk
içimizdeki kara kuyuda
birikenleri almıyor içimiz
birlik ateşimiz harlanmıyor hâlâ!…
/deniz dalgasını bilir
kıyı oyuğunu
yoksul parasızlığı
zengin kalantorluğunu
büyüyen çocuk, eskiyen soluğunu
bilinen, yaşanandır/
gökte özgürce salınan uçurtma
nasıl görünür mahpushane damından
nasıl ısınır soğuk kaldırım taşlarında yatan?
di’ li geçmiş zaman düşer geleceğe
geceyi taşır güne durmadan
geri dönmez giden turnalar
ne çok ayakkabı birikmiş kapıların önünde!...
geçmiş yaz bahçelerinden
yağmayan yağmurun kurağı
düşüyor kaderimize yine
“olur mu böyle olur mu/kardeş kardeşi vurur mu?”
unuttuk
nasıldı günün rengi
neşeli şarkılar nasıl söylenirdi
nasıldı komşunun sıcak çorbasının tadı
biz olmak/ bir olmak, ne demekti ?
iliğinde ayazı
yönlerinde çöl
yaşamdan çalınan gökkuşağını
ararken kaybolan çocuklar
kendilerini nasıl bulacaklar?
coğrafya şanssızlığı doğumları /suçları da
okul görmeyeni, defteri bilmeyeni
köyünden çıkmayanı
mışlı yaşamları
yaşamadan kim bilecek?
/korkmadan, bir ayna tutabilir miyiz
kendimize?/
zamanın sıcak renklerine sal
azat et beni yüreğim…
sür adımlarımı dışa doğru
boğuluyorum boğuluyorum!
yakın bütün ışıkları yakın
bütün ışıkları bütün ışıkları yakın…
Hâdiye Kaptan
c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir