27
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1466
Okunma
.............................................................................................
ZAHİD BİZİ TAN EYLEME
zahid bizi tan eyleme
hak ismin okur dilimiz
sakın efsane söyleme
hazret’e varır yolumuz
sayılmayız parmağ ile
tükenmeyiz kırmağ ile
taşramızdan sormağ ile
kimse bilmez ahvalimiz
erenler yolun güderiz
çekilip hakk’a gideriz
gaza-yı ekber ederiz
imam ali’dir ulumuz
erenlerin çoktur yolu
cümlesine dedik beli
gören bizi sanır deli
usludan yeğdir delimiz
tevhid eden deli olmaz
allah deyen mahrum kalmaz
her seher açılır solmaz
bahara erer gülümüz
muhyi sana olan himmet
aşık isen cana minnet
elif allah mim muhammed
kisvemizdir dalımız
MUHYİDDİN ABDAL
Muhyiddin Abdal
Yaşamı üzerine çeşitli söylentiler bulunan gizemci halk ozanlarımızdan biri de Muhiddin Abdal’dır. Birtakım varsayımlarla yola çıkılarak, yaşamıyla ilgili sonuçlara varılmaya çalışılıyor.
Ancak, kesinlikle Hacı Bektaş yolunda olduğu biliniyor. Söylentilerin birine göre, Muhiddin Abdal, Romanya’daki Balçık kasabasında Akyazılı Şeyh adındaki bir dervişin öğrencisi. Bir başka söylentiye göre Utman Baba’nın dervişi. Şiirlerinin birinde geçen "Ela gözlü Sultan Baba!" seslenişindeki "Sultan Baba"nın, bu "Utman Baba" olduğu ileri sürülüyor. Bir başka söylenti de, Muhiddin Abdal’ın Eşrefoğlu Rumi’nin oğlu olduğu yolunda. Bu söylentiyi doğru sayanlar Muhiddin Abdal’ın 15. yüzyılda yaşamış olduğunu varsayıyorlar.
Çoğunlukla 16. yüzyıl gizemci halk ozanı olduğu ileri sürülüyor. Bektaşilik ve Hurufilik yolunda yazdığı şiirlerinin toplandığı bir divanı varmış.
Anlaşıldığına göre, bütün yaşamı boyunca belde belde dolaşmış. Hemen bütün halk ozanlarında olduğu gibi bu yaşam bilinmezliği bir yana bırakılırsa, Muhiddin Abdal’ın demesini bilir, güçlü, tutarlı, usta gizemci bir halk ozanı olduğu açıkça görülüyor
…………………………………………………………………………………………………………………
)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-36-)(-)(-)(
Bil ki biz iman ehliyiz
Hâkk söz düşmez dilimizden
Biz ki Buğrahan nesliyiz
Dönmek yoktur yolumuzdan
Bir ölürüz bin doğarız
Batıl fikri hep boğarız
Rahmet olup da yağarız
Yiyen doyar elimizden
Ötüken’den geldik keza
Gerek var mı bilmem söze
Alpaslan’dan miras bize
Vatandır Anadolu’muz
Ol Mahbub’a erenleriz
Vatana can verenleriz
Verdiğine şükr ederiz
Hâkk’kı anarken dilimiz
Hûşu ile geçer aylar
Şol diller Rabbini söyler
Sadakatle zikir eyler
Çünkü Mümindir kulumuz
Mızrap ile eder ikrar
Hüda adın eder tekrar
Mevlâm için nasıl titrer
Sazda gerili telimiz
Lüzumsuzum bilir haldan
Hâkk verirse alır baldan
Kibir, gururlu bir kuldan
İy/olur bizim delimiz
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
5.0
100% (17)