7
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1340
Okunma

Perdeye ağlak kadın fotoğrafları düşünce
Sancı kirpiği ıslatır, yığılır düşünceler beynimin kuyusuna.
Her dudak sessizliğin dilinden öperken
Pandomim der rejisör, açılır perde.
...
Cam üstünde büyüttüğüm düşüncelerin içine kurşun sıktığım hayat dillenir,
Alkışların her tonu kulaklarımı yırttıkça
Sahneden düştüm.
Oysa acılarımı büyütüp, avuçlarımı sızlatan minik dokunuşlu çocuk sendin,
Büyüdün ve ben kirlendim.
Suflör!
Tekrarlama replikleri, uğraş biraz gecenin koynuna düşen çığlıkların içinde
Gerekirse jilet üstünde yürümeyi öğretsin yalnızlık
Ve yeri geldiğinde sahneden bir kez daha lâl düşsün.
Perde sonsuzluğa kapanır sanki, dillenir yaralarım.
Ben monolog
Eros’un okundan düş-tüm.
Uzaktan el sallarken sen, ben yağmur tanelerini çalıp kapına üşüştüm.
...
Avuçları nasırlaşan zebanilerin nefesini de soludum
Hepsinin dudaklarından pişmanlık dökülürken
Ben bilmem kaçıncı sahnenin sonunda pişmanlığın nefesini tüketiyordum.
Şimdi ben de bu sahneden düşsem, küfür yağdıracak her replik
Hiçbir düşüncenin koynuna tok giremeyeceğim.
Açlık duygularımı kemirirken, yine perde kapanacak
Ve ben yine bir düş sancısının koynunda perdeleri açacağım.
5.0
100% (10)