10
Yorum
1
Beğeni
4,7
Puan
1197
Okunma

gençliğin en değerli çağında
sıcaktı hep hüznüm
gülüşünde gizlendi ılık inciler
ne zaman bulutlansan
bir ağaç altı gölgesinde üşüdüm
sende sevdiğim
o elemin gizini söylerdi ağız
nedense başka dilden anlattı gözler
lehcesi bozuk şarkılardı
tercümanımız
utanç gibi bıraktık bilinci
bir yol üstü avlusuna
yürüyorduk
kuşların uçurtmaya eş olduğu ufuklara doğru
gözlerimiz gözlerimize yoldaş
sisli günün sisini soluyorduk
gecelerin yıldızlarını saymadan
yürüyorduk
ayrı kulvarda nefesi kesilircesine
koşuşurken seneler
sen yorgun yüreğinle
çoktan mağluptun aşka
beklenen gecikmeler sürüklerken seni
hala hecelemektesin sevmenin her harfini
kaç mevsim bakacaksın karda kalan izine daha
hangi kiraz ağacı sunacak
sana
baharsız çiçeğini
küçük oyunlarla süsledim gönlümü
düşmedim asla umutsuzluğa
yaşanmalıydı dedim
yaşadım
yorulan sen olurken
yürümeyen aşktı
düşlerdi çıkmaz sokaklarda dağılan
tek tek üşüdü gece
düştü saçlarından...
5.0
86% (6)
3.0
14% (1)