3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1443
Okunma
Bir ayyaşın
yakasına çaktığı
ucuz bir madalyondadır artık yüzümün çizgileri
Ve kimse bilmez üstelik
O şarap şişesi bir ömürdür
Koynunda gezdirdiği…
Her aşkta.
Yani her yeni aşklaşmada,
Atışlarını bu ara duymaya alışık olmadığımız
Kırık dökük kalbimizi
Şaraba basıyoruz.
Pelin Onay kadar olmasa da
Senle ben,
Yani biz,
Kalbe kara çalıyoruz.
Dikiş tutmayan yaralarımızı yakıyor ekşiliğin
Ve sen öyle güzel bakıyorsun ki Figen,
Anlatmaya korkuyorum…
Sus!
Yoksa bu şehir üstüme yıkılır…
Figen bir çığlık,
Figen uçurum,
Figen dağ deviren…
Yağmalanmış kadın vücutları değil hayallerimizin süsü.
Bizim düşlediğimiz öyle basit,
Öyle ucuz bir duvak örtüsü.
İzi kalmasın diye sevişmelerimizin,
Islak havlu koyarak dövdük doğmayacak çocuklarımızı.
İşte bu yüzdendir ki
Söylediğimiz bir garip yalnızlık türküsü.
Zaten ritmini bir türlü tutturamadığımız
Soluksuz bir türküydü aşk,
Yanlış zamanda, yanlış cümleler döküldü dilimizden.
Bir bedeviyim sözgelimi,
Sana hicret ederken
Gördüğüm serap kandırıyor beni.
Sen sandığım tenlerde,
Susuz kalıyorum.
Figen aşk,
Figen sevda,
Figen bir figan gün dönümlerinde atılan…
Kumdan kalelerimi dalgaların yıktığından beri
Devrik cümleleri kulaçlıyorum.
Kaç yalana sevda bulaşmışsa
Yüz ölçümünü arşınlıyorum.
Hep koşuyorum yalın ayak.
Ne vakit biri aşk dese,
Sen geldin sanıyorum.
Sus Figen!
Anlatmaya korkuyorum…
CİHAT KIRDAR
Bursa
5.0
100% (1)