4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1153
Okunma

İstasyon caddesinde bir ölü
Eski bir belediye bankında uzanmış
Uykuya dalar gibi gözlerini kapamış
Don tutmuş parmak uçları
Eski bir kahverengi ceketi
Bir de içinde örülmüş bir kapşon
Yırtık ayakkabılarında naylon
Akıyor yavaştan sinüsleri
Selam ediyor bir temizlikçi
Ceketine dokunuyor yavaşça
İç cebinde sakladığı kolu da
Düşüveriyor o an banktan aşağıya
Ve ardı sıra kirli sakallarında
Donmuş yaşlar parlıyor dünyaya
Son içtiği sigaranın izmaritini
Çöpçü eliyle,mendiline sarmalıyor
Ambulans geliyor acı sireniyle
Son kontrolü yapılıyor ölünün
Artık kaç saat önce ölmüşlüğünün
Hesabı yapılıyor sessiz metallerle
Talan bir hayat mıydı,
Ne idi bu yolcunun hikayesi?
Acaba bileni var mıydı?
Ne kadar yorgundu bedeni?
Dudakları kilitli bir hayal miydi?
Acımasızca giden hayattan kalan
Ona kalan yalnızlıkları mıydı?
Ve bir gün daha yaşlanmıştı genç kızın penceresinden
Saçları karlar doluşmuş ağaçların sefaletliğinden
Gözleri gidenlerin yorgunluğundan buğuluydu
Yarınlarında kimlerin beklediğini bilemiyordu
Bankta yatan adamın arabası acı sirenlerle giderken
Gözyaşlarına bulanmış bir kız vardı penceresinde
Seslerini duyabiliyordu ambulansın
Ama kim olduğunu bilemeyecek kadar şanslıydı!
Acımasızca giden hayatın ardındaydı ‘yalnızlık hatıraları’
Gençliğin yorgunluğunda bir yirmibir şarkısı çaldı
İyimserlik mateminde,mumları yakılmayacaktı bundan sonra
Rabbi ertelemişti ümitlerini,belki de hemen gelsin diye yanına
Yirmibir yorgunluğunda,dudaklarını kilitledi elvedasız
5.0
100% (3)