0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1438
Okunma
ufaktık daha ufacıkın
kar tanesi kadar kolay eriyen
ve ince bir dal misali kolayca kırılan
hayallerimiz vardı uzun uzun geleceğe dair
çocuktuk işte... gazoz kapağı, misket biriktirir...
biraz renkli ve biraz da sade
günler geçti büyüdük...
ben, süleyman ve rıfat
rıfat biraz çelimsiz ama atik
süleyman ise iriyarı ve kırılgan
bende anadan doğma biraz ağlayan
büyüdükçe değişiyor herşey
önce beden sonra ise fikirler
çocukluk denilen
sadece arada sırada yad ettiğin bir kaç
film arası hatıradan ibaret
aslında bir şeyleri kaybedince anlıyorsun
ne kadar büyüdüğünü
önce ilk sevdandan alıyorsun ufacıkın bir kalp ağrısı...
sonra yaşlanıyor ya bütün bedenler
babana öyle bir değer biçiyorsun ki
o dağları yıkabileceğini düşündüğün
omuzlar üstünde gidiyor tek kesimlik uzun elbisesiyle
seni nasıl sevdiğini, gecenin soğuğunda
gelip üstünü nasıl örttüğünü
hatırlıyorsun ağırdan alarak
işte ben süleyman ve rıfat
çabuk büyüdük zamane gençliği arasında
ilk üniversite yıllarımızda
bir gösteri sırasında patlayan bombayla
kaybettik süleymanı...
rıfat parmaklarını arıyordu
bende topluyordum geride kalan bedenini
sanki geri gelicekya herşey
ilk o zaman çocuk kalmak istedim
ama olmadı geriye dönemedim...
ağlayarak arkasından süleymanın geçti bir kaç ay işte...
düşünceler kemirip en hassas duyguları
feryadları çıkarıyordu ağzımızdan
küfürlü ve yarı çıplak olarak
ne ilkti süleyman ne de son olacaktı
şarapnellerin arasından bizlere gülerken
71 ve 80’de patlak verdi...
birileri sürüklüyor bizi durmuyor giden süleymanlar
ve durulmuyor giden yıllar
ikiye ayrıldı herşey...
biri vatan millet sakarya
diğeri ise özgürlük ve eşitlik adına
adı birinin faşişt diğeri ise komünist
ikiside tek bir dava uğruna aslında
ama kör olunca...
görülmüyor hiçbir şey...
önce düşüceleri aldılar elimizden
sonra demirlerin arkasında
özgürlüğümüzü verdiler
çok sonra öğrendiğimde... eceliyle ölmemiş rıfat
intihar etti diye söylemişlerdi...
kendi ecelini yazacak kadar mert ve yürekliydi
işkencelere dayanamamış çelimsiz bedeni
camdan aşağı atmışlar
kırılıp parçalanmış rıfatın her yeri...
ufaktım ve ufacıktım...
keşke hep öyle kalaydım
annemin kollarında uyusaydım hep...
sonra süleyman ve rıfat gelseydi
gazoz kapağı ve misketle geçseydi ömrümüz
ne olurdu sanki...
birazdan dar ağacının yoluna gideceğim
demir kapılar açıldı...
beyaz hakim yakayı geçirdiler boynumdan
kollarımda gardiyanlar
doktor kontrolünden sonra sağlıklı bir şekilde
öldürecekler beni,
ilk önce nefesim kesilecek dar ağacında...
ayak uçlarımdan boğazıma doğru hızla yükselecek canım...
kendimi kaybedeceğim ortaya çıkacak gözlerimin akı
bedenim bi haber aklımdan,
son nefesimde vereceğim özgürlüğümü...
benden aldıklarını sananlara...
5.0
100% (1)