1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
891
Okunma

Alıp kendimi düştüm bir gece yarısı yollara
Düştüm yolculukların düşler sokağına
Hayyam’ın kırık tepsisinde unuttuğu
Hayaline
Kırık kalbimin içinde yatan
Ataşe dil yalattığım zer düşün
Sarhoş endamına
Kalbimin orta yerinde yatan
Sonsuz düşlerin ufkuna
Kanat açtım
Göz ucumda yanan
İbrahim’in çığlığına
Koştum düşerken yola
Selam yolladım sessizliğimde
Sarhoş kelimelerim fihristine
Bakışlarımı döndürüp son umut
Meşaketine at koşturan İskender’in
Nal seslerine
Öyle yola çıktım valizsiz
Sensiz...
Kendimi sırtlayıp uzak diyarların
Loş ışığında yatan ruhsuz
Keşmekeş rüyaların
Hallacına
Dalıp soluksuz karanlıklara
Başımın gök sırtında
Sırtımın kanayan yaralarından
Kendimi koparıp
Çıktım
Nemrut’un isyanına
Sonu ucumda saklı saç teli
Kırılganlığında
Ayaklarıma dolanan
Belirsizliğin sıratına
Öte denizlerin dalgasında dil
Yalattığım koylardan
Kırık salıma binmiş ay perisinin
Ruhuna
Çıktım dönüşsüz sonsuzluğa…
5.0
100% (4)