9
Yorum
1
Beğeni
4,9
Puan
2520
Okunma

Dün gece yani 5 Eylül 2010 tarihinde sabaha karşı nöbet esnasında İSTANBUL’a şöyle bir baktım hayallerle gerçeklerin dansı gibi algıladım şehrin aydınlık vede karanlık yüzünü, dilimden dökülen cümleler sayfaya şiir olarak geldi....
İstanbul’u izliyorum;
Koca şehir uykuda
Milyonlarca beden güne yenik düşmüş uyuyor.
Uzaktan görünen birkaç evin ışığı var ki;
İçinde yaşayanların
Cansız ve hayattan bezmiş.
Ruh hallerini yansıtır vaziyette
Belli ki küsmüşler yaşamaya.
Şehri canlı tutma telaşı içinde yanan sokak lambaları
Geceye inat var güçleri ile ışık saçmaya çalışırken
Karanlık sokaklara
Boşunadır çabaları;
Gece karanlık,
Gece uzun,
Soğuk ve korkutucu.
Biraz sonra güneş doğacak
Yeni umutlar dökülecek sokaklara.
Anlamsız bir koşuşturmaca saracak tüm şehri.
Yüzlerde bazen sevgi,
Bazen umutsuzluk.
Bazen ise bir boş vermişlik hakim olacak
İstanbul sokaklarında.
Ne gecenin karanlık yüzü,
Nede günün aydınlık hali
Yaşam denilen bu hikayede hiçbir gerçeği gizleyemeyecek.
Zamana ve geceye yenik düşen bu şehirde
Cemal YILDIZ
İSTANBUL
05 Eylül 2010
5.0
86% (6)
4.0
14% (1)