2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1681
Okunma

Vay be Âlim
Hoyrat yiğidim
Ümidim
Kanlı bıçağım
Tüten ocağım
Servi boylum
Bükülmez dalım
Çatık kaşlım
Dalgın bakışlım
Vay be Âlim
Hangi yüce dağ ki sana geçit veremez
Hangi eşkıya ki senden aman dilemez
Hangi yırtık bohçalar
Hangi ulvi yalanlar
Hangi büyük talanlar
Titremezlerdi ki ismin anılmasın
Vay be Alim
Kim derdi bu hallere düşeceğini
Söyleseler inanır mıydın ?
Koskoca Vatanı sırtına almış
Çıkmaya çalışınken yokuşları
Yardım isteyeceğin
Elimden tutun diyeceğin
Kimin aklına gelirdi
Vay be Alim
Nasılda tutmuştuk ülkenin iki ucundan
Bir yanda sen, öbüründe ben
Nasılda çırpmıştık tozunu, kilimlerin
Söküklerini yamamıştık, kan revan tenlerin
Onarmıştık acıyan yanlarını, yüreğimizin
Mabedimizdeki ahtapotları,
Gönül Kâbelerimizdeki ayrık otlarını söküp
Kanayan yaralarımıza, tuz
Bükülmeye çalışılan bileklerimize ilmikler atmıştık
Tecelli pınarından
Vay be Alim
Sen ve bendik iki sevdalı, senle ben
Öksüzün gözyaşından
Yoksulun ak saçından
Köylünün nasırlı ellerinden derlenmiş oyunu bozacak
Sevdamızın çeyiz sandığından çalınmış
Bakir iklimlerimizi kirleten yaban arılarını
Savuracak
Senle ben
Vay be Alim
Kim derdi bu hallere düşeceğini kim ?!..
Kaldırımlar
Köşe başları
Kedi yavruları
Çöp kargaları tanırlardı seni
Tanırlardı yüce dağlar
Issız vadiler
Çorak topraklarda
Yırtık potinlerinin
Toprağa balyoz gibi inişlerini
Vay be Alim
Dün gidişine baktım ya ardından
Saraylar göçtü üstüme
Yumruklamayı çoktan unutmuşum duvarları
Ayaklarımda zorlandı beni taşırken
Burnumun direği sızladı desem kelime yetersiz kalır
Çekselerdi şah damarımı, görmeseydim
Vay be Alim
Dava arkadaşım
Okuldaşım
Çiledaşım
O son gidişin var ya...
Vay be Alim
Küheylanım
Candaşım
Yandaşım
Gözyaşım
Kartal bakışlım
Keşke ardından bakmasaydım
Kaldırımları sarsan ayaklarının sürünüşünü
Hedefe fırlayacak gibi duran haşmetinin bükülüşünü
Görmeseydim
Vay be Alim
Dün Vatan kurtaracaktık
Şimdi;
Sen Vatan haini, bense bir hiç
İnandıramazsın kimseye üç çocukla aç kaldığını
Ölsen de açlıktan, inandıramazsın
Mum ışığında otuz gün kaldığını
Anlatamazsın...
Bu koca şehirde
Koca şehrin perili adalarında…
Kim inanır bu kalabalıkta yapayalnız kaldığına
Aç kalmak dağlarda.
Suların donuk
Hayatın sönük olduğu yerler var ya
Oralarda....
Vay be Alim
O gidişin var ya
İçimde depremler yaratan
Ant içtiğimiz günlerin defterini yüzüme vuran
Keskin virajları düzleyip
Azgın azmanları zincire vuran
O eski
Ta eski günleri...
Önüme toplayıp atışın
Saatlerce yön vermeye çalıştığın gür saçlarını
Hazan yaprakları gibi
Avuçlayışın…
Buna ne yürek dayanır, ne bilek
Vay be Alim
Beynime geçmişi çaktın da gittin
İçimde surları yıktın da gittin
Yiğit arkadaşım
Gençlik aşım
Karındaşım
Biz ney üflemedik zamana üflendik
Kahrolası yokluk büktü boynumuzu
Küflendik
Soysuzlar
Yaban arıları
Oturuyorlar kilimimizde
Bal yapmaya izin vermediler
Korktular şifamızdan
Korktular kovulmaktan
Yalancı cennetlerine…
Vay be Alim
Yoldaşım
O son gidişini görmeseydim keşke
Kıymık gibi yüreğime saplanan kaburga kemiklerini
Toprağı okşarcasına sürünen ayaklarını
Yorgun gözlerindeki derin duyguları görmeseydim
Vay be Alim
Abdurrahim KÜÇÜK