0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1178
Okunma
Çıtır-çıtır erir Gubbe Kurşunları,
Fatih’e bakan sağ Yanağı kıp-kırmızıdır, kızarır-yanar,
yanar Dükkanlar,
yanar Mobilyacılar Çarşısı,
Şehzade Başı Camii Avlusunda.
Bu Avluda,
Dersten mi kaçardık, iki-Ders-arası mı, yoksa büyük Ara’da ?
Helva yerdik doya-doya, Kaşık-Kaşık, İrmik-Un-Koska.
"Helvacı Dede" Kapı Komşumuzdu.
Abilerimiz "Kısmet" peşinde,
Vefa Lisesi’nde.
Bedeni geniş, Dalları kalın ve eğri, Yere-değen-Yaprakları ile,
Ulu bir Çınarın altında
Yatır idi.
Yeşil Turban Başında, Burmalı Mezar Taşında.
Birde;
Dizi-dizi Mumlar,
yazılı Kağıtlar , Bezler-Çaputlar-Çullar, Gelin Teli-Kurdela,
Çengelli-Toplu-Dikiş İğneleri, Sicim-İp-İbrişim-Makara.
Her biri bir Umut-Şiir, her Adak bir Teşekkür.
Ya Kediler-Köpekler, Tatlı yalamaktan sünmüş Dilleriyle bir Alem.
Helva Gözlü sevecen Camii Güvercinleri,
Gagalarında İrmik Kırıntıları
sıçrayan Serçe’ler.
"- Ben,
İlkdefa,
burada "Tuzlu Ayrana aşık oldum!" denilebilir.
Satıcısıda bu Rağbeti bilir;
Bardaklar küçülür, Suyu artar, Yoğurt azalır, Fiat yükselir.
"Tuzlu-Bir-Su" kalır sonunda, geriye, Ayran niyetine.
Çaycı-Sucu-Şerbetci "Tekerleksiz Esnaflar",
Pirinç Tanesi Üstüne "Sure" yazan, Kuran-Tesbih satan "Ayaklı Kırtasiyeciler"
Avluda.
Tekerlekli Tezgahlar giremez içeri,
Camii’nin geniş Kemerli Giriş Kapısının önünde, Saraçhane Caddesinde bekler.
Yan Kapı "Dede Efendi Caddesine" çıkar, burada "Vah-Vah" cılar var.
Bastonlu-Ak Sakallı dede, yada Yaşlı bir Nine sorar;
"- Derdin nedir Kızım?
Vah, vah!"
"Hayır Niyetine" Dinlenir, birde Rivayet eylenir, sonra Adres-Takas’ı;
"Zeyrek’te Ümnü Gülsüm Ana’nın Katranlı Muska’sı,
yada
Üfürükçü "Karagümrüklü Kaşkarlı Kasım Dede Uleması"
tavsiye edilir,
birde Helvanın Sevabı
Şifa niyetine.
Fatih’e çıkan "Burmalı-Mescit-Camii Kapısı bir hoş’tur.
Buraya yaşlı Kadınlar dolmuştur.
Yeşil Çimen üstünde sohbet eden Kızanlar bilmemezlikten gelip-Örgü örüp
sessizce Şarkı söylerken, Parktaki Banklarda oturup-konuşan Analar,
Delikanlılarına "Gelin Adayı" süzerler.
Diğerleri koşar, İp atlar, Top oynar, yada "Köşe Kapmaca",
beklerler
"Gidenleri" geri,
İlkin Hıfs-ı Sıhha yokladı. Sağlık Enüstütüsü yani,
sonra Valilik taktı Kancayı; "Sıhhate aykırı" diye.
Zapıta. Polis, Balediye...
Taşındı Zavallı Dede
bir Gece,
apar-topar "Adresi bilinmeyen bir Yere".
Bir Kamyon Toprak, bir de Tahta Sandık!
Bizde
Helvasız
kaldık.